12.7.11

Hastanelik! :)

Ben yorgun olmasam yorgunum demem!

Hasta olmasam da 'hastayım' diyip yatmam!

Çocukluğumdan beri 40 derece ateşim olsa, yataktan fırlar bahçede oynardım :)

Yani yorgunum demiştim ya geçtiğimiz yazılarımdan birinde...

Hemen arkasından Kıbrıs tatili yaptık ya!

İşte ben Kıbrıs'a uçacağımız sabaha karşı fenalaştım, üşüme, titreme, mide bulantısı...

Sonra yaklaşık 2 gündür sürekli yemek yemeyi unuttuğumu hatırladım...

İnat ettim, gidicem Kıbrıs'a!

Çaktırmadım Haso'ya!

Ablam anladı tabi görünce yüzüm bembeyaz, serilmişim havaalanında koltuklarda :)

Zar zor, inat bi şekilde Kıbrıs'a ayak bastık ki gene geldiler bana...

Ordaki düzenli yemeği biraz yadırgasa da midem, son günlerde toparlandım...

ve İstanbul'a dönüş...

Başta yemek düzenini ablamın ve Haso'nun ısrarlarıyla devam ettirmeye çalışsam da sonradan gene bozuldu!

Yine unuttum yemek yemeyi ve yine geceleri komalarım başladı.

En son da geçen haftalarda 'doktora gitmicem' inadıma rağmen hastanede az biraz konakladım!

Serumlandım, geldim. Şimdi belli bi düzen var. Yemek var. Az az dinlenme var. Teşekkürler Haso'm :)

Organik anne kazandı!

Bebek dostu hastanede doğum yaptım.

Beslenme dostu okula vericem Simsim'i! :)

Yaa gördünüz mü?

Simsim'i organik beslemem, şekeri hiç tattırmamam, muhallebilerle şişirmememin boşuna olduğunu; nasılsa okulda hamburger ve cipsle tanışacağını iddia edenler!!!

Okullarda cips, hamburger ve cola yasaklandı!!!

Ben facebook'ta Jamie's Food Revolution serilerini paylaştıkça bana 'deli' gözüyle bakanlar oluyordu biliyorum!

Hani nasılsa okula başladığında hamburger ve kolaya ulaşacağı dakika için heyecanla sırasını bekleyenlerden olacaktı ya!!!

Jamie'nin paylaştığım videolarında Amerika'da sağlıksız beslenen çocukların sebzelerin bile ismini bilemez hale geldiğini izledikçe anne ve baba olarak  nefretle dolduk patates kızartmasına, hamburgere!

Öyle ki okullardaki çocuklara patatesi gösterdiğinde 'patates' diyemez ama kızartmasını gösterdiğinde 'aaa patates' diyen yeni nesil çok gururlandırdı bizi!!!

Artık Türkiye'deki okullarda 'devrim' var!

ve bizim düzenimize gülen, 'ha ha ha istediğin kadar o tatları tattırma nasılsa yiyecek' diyenler, doğar doğmaz şekerli su ile beslemeye niyetlenenler de artık bu devrime isteyerek ya da istemeyerek ayak uyduracaklar...

Zaten adım adım benim arkamdan gelin, güncel Tıp bilgileri de beni desteklerken, beni destekleyemeyen
sizlere çooook güzel yol açtım ben...

Sağlıklı, organik, özverili, biraz zor ama TEK BAŞINA çocuk yetiştirmenin püf noktalarını verdim, kolaysa siz de bu yolda gidin :)

20.6.11

Mesafesiz Kızım! :)

Kedi, köpek ve çocuk sevgisinden bahsetmiştim ya!

Artık abartma durumundayız...

Kediler elimizi yalarken kıkırdıyoruz, hatta iyice yalasın diye yiyecek parçaları istiyoruz anneden ki daha yakın temas olsun!

Sokakta gördüğümüz çocukları, caddenin ortasında karşıdan karşıya geçerken de denk gelsek durdurup sarılıyoruz ve sırtını sıvazlıyoruz 'pat pat'...

Arabalar korna çalmayı unutuyor, kendinden büyük kızlara sarılan minik Simsim'i görünce...

Yolda durup kameraya çekiyorlar, n'olur fotoğrafımızı çekin diyorlar!

Allah nazardan saklasın ama durumlar böyle...

Hiç mesafesi yok...

Aynı annesi, babası gibi!

Ben de insanları ayırmadan içten sarılırım, bağrıma basarım... Hele Haso; selam verdiğinin 2. dakkasında el ele, omuz omuzadır!

Canım kızım;

Çok tatlısın, böyle içten sarılman içimizi eritiyor!

Böyle sevgi dolu, mutlu bi çocuk yetiştirdiğimiz için kendimizle gurur duyuyoruz ciddi ciddi! :)

ama yani yolun ortasında 5 dakika sarılarak zorla tuttuğun çocuklar senden kaçmak isterken Elmyra gibi iyice sıkman hoş olmuyor ki :)

Bir de bizim gibi çok mesafesiz olmanı da istemiyorum açıkçası!

Biraz da burnu büyük ol, insan ayır valla! Biz ayırmadığımız, ayıklamadığımız için hadsizlikler gördük çok!!
Seviyorum seni bebem! Ben, Baban, İstanbul ve hatta Kıbrıs sana hayran!

Seni sevmeyen Ölsün!

4.6.11

Kıprıs Güzeli! :)

Yaz; 'geldim' demeden biz onu herkesten önce yakalamak için Kıprıs'a postaladık kendimizi!!

Biraz 'dinlenmek, 3 öğün yemek yiyebilme zevkine varmak, stres atmak ve deniz - güneş - kum isimli 3üz sevgililerime erkenden kavuşabilmek' için :)

Gitmeden önce Simre'nin doktor amcasına 'nasıl olur' dediğimizde, 'süper olur' cevabını alır almaz başladım bavul hazırlamaya!

Ama o ne bavul!

Hazırla hazırla bitmedi...

Bişey unutma ihtimali kabuslarım oldu!

En sonunda bi baktım Simre'nin tüm yazlık kıyafetleri bavulda!

Bebek arabası, bavullar, havuz, swim trainer simit derken oldukça yüklü bi şekilde havaalanına vardık ve teyzemizle buluştuk..

Biletler vs. derken, babamızdan aldığımız için kağıdı yetmedi, bir de üstüne kendisini görmek istediler!

Tabi bu durumda Haso, pek bi mutlu oldu...

'bak gördün mü, benden izinsiz hiç bi yere gidemezsiniz' böbürlenmeleri eşliğinde, hüzünlü bir veda sahnesi ile ülkeden çıkışımızı gerçekleştirdik...

Uçak yolculuğumuz süper geçti! Binmeden önce 'meme'si gelen kızım, biner binmez emerek uyudu ve uçak inişe geçtiği sıralarda ancak uyandı...

Esas zorlu olan Kıbrıs Ercan havaalanından otele transferdi çünkü Simsim uykusunu almış, enerji depolamışken ben mide bulantılarım, yemek yemeyi unuttuğum günlerden kalma halsizliğimle bitik haldeydim!

Onun için transfer de oldukça zevkliydi ama ablam da ben de 'koltuklara serilmiş haldeydik' :)

Su olan heryer Simsim'in cenneti! Havuz, deniz, su birikintileri, küvet...

Tatilimiz gerçekten de doktorumuzun dediği gibi süper geçti!

Güneş kremimiz, burada çok zor bulunan, hatta bizim de Avustralya'dan getirttiğimiz Blue Lizard Simsim'i korurken, ablam da beni yedirmek ve uyutmak üzere korumaya almıştı :)

Bu tatilden en karlı çıkan Simsim oldu!

Kıprıs'ı birbirine kattı!

Ben de yemek yiyip Simsim'i uyutma seanslarına katılmadığımdan dinlenmiş oldum.

Güneş görmemiş tenimizi bi güzel yaktık Coz Coz sesleri eşliğinde...

Ablam da Simsim'le geçirilen haftayı yakinen görünce halime acır; 'vah vah' sesleri eşliğinde tüm sorumluluğumu üstlenir oldu. Ama tatil yapmış oldu mu? Bilemedim :)

30.5.11

Bugün ne yedim?!?

Geçtiğimiz ay Simsim'in koşturmaları, onu besleme, giydirme, uyutma,  babamın hastalığı ve işle ilgili gelişmeler 'yemek yemeyi unutturdu'!

Günü kahvaltı dahil, yemek yemeden kapattıığımı gece yattığımda 'bugün ne yedim' diye düşündüğümde hatırladım!

Haftasonları Simsim'le Haso'nun ilgilendiği ya da uyuduğu zamanlarda dışarda yediğimiz yemekler dışında tüm hafta aç gezdiğimi farkına vardığımda midem artık alarm çalmaya başlamıştı bile!

Hamileliğimin ilk aylarında mide bulantısından yemek yiyemediğim günlerdeki gibi sürekli kusuyodum ve mide bulantısından gün içinde bayılacak gibi oluyordum..

İnsan yemek yemeği unutur mu demeyin. Kendini organik bebek'e adayınca bal gibi unutuyormuş!

Ne yedi, saat kaçta yedi, onu da yedi mi, eksik var mı, kakasını yaptı mı, nasıl yaptı gibi sorular beynimi yorarken yemeği hatırlamaya izin vermiyor.

Bir de açıkçası organik sebzeli faydalı yemekler, koyun etleri, tahıllı yiyecekler derken yeme zevkim de kalmadı! :)

Ben koyun eti yemem ki!!! Hatta elleyemem bile, piştiği yerden hızlı adım uzaklaşırım!! Ama hormonsuz ve katkısız Türk malı koyunlar Simsim'e faydalıyken mıncık mıncık mıncıklıyorum koyun etlerini!?!

Açım!

ve bu durumu Haso'dan sonra ablam farkettiğinde midem sırtıma yapışmış, Simre'nin peşinden koşarken elim ayağım titriyordu!

Ablam, halime acıdı da hemen bir Kıprıs tatili ayarlandı; hazır yemek, hazır tatil, az simsim, çok uyku :)

27.5.11

Doğuma gider iken aldı da 1 yağmur! :)

Doğuma giderken götürmeniz gerekenlerin 'bence'sini paylaşmak isterim ki sizlere ufak da olsa 1 fikir versin :)

İşte geçen sene edindiğim tecrübemden kalanlar...

Çantamın kişisel kısmını 32. haftada hazırlamıştım.

Bebeğe gerekli olan hastane çıkış setlerini ise sona bırakmıştım ve 36. haftada ani bir doğum sancısıyla evden sürünerek çantamı alırken bebek kıyafetlerini de çekmeceden bir hışımla toparlamak zorunda kalmıştım.

O yüzden bence siz çantanızın her ayrıntısını en geç 32. haftada hazırlayın!

Ben Memorial Hastanesi'nde doğum yaptım. Yanıma alıp da, hastanenin tedarik ettiği ve çantamdan alıp da kullanmama gerek kalmayan bir sürü şey oldu..

Diğer hastaneler size ne sağlar, ne sağlamaz bilemiyorum en güzeli doğum öncesi gidip öğrenmek...

Götürüp pişman olduklarım, götürmeyip pişman olduklarımı eleyerek, şimdi doğursam neler götürürdüm listesi hazırladım hem de hangi marka ve mağazadan alacağınıza kadar :)

Çantanızı bölüm bölüm düzenleyin ve bence iki küçük çanta hazırlamanızda fayda var.

Çünkü o an çantanıza müdahale edemeyecek durumda oluyorsunuz ve sizinle olanlara teslim ediyorsunuz. Onlar da bebeğin o'su, şu'su nerde diye ararken sizin eşyalarınız birbirine giriyor ya da tam tersi sizin bir şeyinizi ararlarken bebeğinkiler karışıyor...

Kendiniz için:
- Kişisel kozmetikleriniz (roll-on, parfüm, makyaj malz., doğum sonrası kıpkırmızı olan ve kuruyan cildinize nemlendiriniz, dudak nemlendiriciniz, şampuan, saç kremi, vücut jeli)
- Lens kullanıyorsanız lens kutusu, lens solüsyonu
- Diş Macunu, diş fırçası
- Tarak, toka ve yatarken halinize bakabileceğiniz ufak 1 ayna :) (Hastanede kuaför var, gelip sizi toparlayabiliyor ama ben tercih etmedim kendimi oluruma bıraktım :)
- Emzirme sütyeni (ilk emzirme ile oluşan göğüs ucu yaralarından ve acısından pek kullanacak haliniz olmuyor ama çıkarken gerekli olabiliyor)
- Göğüs kısmı düğmeli gecelik,sabahlık (adeti size ve kaç gece kalacağınıza bağlı), ben pijama tavsiye etmem çünkü sezeryan da olsa normal doğum da olsa pansuman oluyorsunuz, kanamanız oluyor)
- Kullan at çamaşırlar (Watson's'dan ve e-bebek'ten almıştım) sadece çıkarken giymek için normal çamaşır götürün.
- Çıkarken giyeceğiniz spor kıyafetler (göbeğiniz hala bebek varmış 6-7 aylık hamile gibi olduğundan ona göre bol kıyafetler)
- Sizin için Ped, bebek bezi ve ıslak mendil hastanede veriyorlar ama siz yine de çıkarken de ihtiyacınız olacağını düşünerek az sayıda yanınıza alın.

- Hastanede süt gelmesi için humana still-tea veriyorlar ama siz yine de yanınızda götürün bol bol için sütünüz bol olsun :)

Bebek için:
- Hastane çıkış seti ya da siz kendiniz set yapın çünkü bazı setler çok kullanışsız olabiliyor (şapka, eldiven, çorap, mevsimine göre mothercare yeni doğan bacaksız atlet tulum, üzerine de uzun kollu penye tulum ve penye yelek, peluş olmayan battaniye, peluşlar bebeğe alerji yapabilir) Bebek kusabilir, yapışkan kakası bulaşabilir ihtimallerini düşünerek adetleri ayarlayın..
- Arabada giderken yatıracağınız ve hastaneden çıkarken de taşımanıza yardımcı olacak ana kucağı yani oto koltuğu (biz maclaren bebek arabası ile uyumlu maclaren oto koltuğunu götürmüştük de bebek içinde emanet gibi kalıyor, daha önce hiç bebek oturtmadığınız için de öyle bakakalıyorsunuz, biz daha sonradan aldık ama bence siz hemen bel destek minderi alın. Ayrıca koltuk kumaşları terletiyor, yaz ayları için havlu kılıf da almanız tavsiyem..
- Eğer ıslak mendil kullanacaksanız kesinlik Unibaby yeni doğan ıslak mendil kullanmalısınız çünkü sadece su içeren ve kanserojen maddeler içermeyen tek marka...
-

Yeni 'baba' olacaklara mesaj var :)

Hamilesiniz, doğuma yaklaştıkça heyecan dorukta..

Ve kafalarda büyüüük 1 soru işareti; 'doğuma giderken yanımda neler götürücem?'

Geçen sene bu zamanlarda forumlardan, bebek doktorumuz Gökhan Mamur'un internet sitesinden okuya okuya hazırladığım çantayı bir sonraki yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum ki derdinize derman olayım :) ama ondan önce babaların çantasından bahsedelim :)

bebekdoktorum.com 'da Hastane için çanta hazırlık listesi anne, baba ve bebek için ayrı ayrı belirtilmiş. Hiçbir yerde yazmayan, kimsenin dilinde olmayan en önemli ayrıntı Gökhan Mamur tarafından yakalanmış; 'babadan anneye bir hediye' :)

Kimsenin dile getirmediği bu ayrıntı aslında o kadar önemli ki!

Çünkü doğuma gidiyorsunuz sancılar içinde, doğuruyorsunuz zorluklarla ve kucağınıza alıp emzirme derdine düşüyorsunuz ama bu arada herkesin ilgi odağı yeni doğan bebek, onu görmeye gelenler, ona hediye getirenler...

Sizse; ağrılarınız, süt geldi gelmedi üzüntüleriniz, yeni doğan bebeğe alışma çabanız ve sudan çıkmış balık halinizle bir başınıza kalıveriyorsunuz...

Bu arada babadan ufak da olsa size gelecek olan bir hediye yani bebek kadar sizin de düşünüldüğünüzü ifade eden bir simge sizi çoooooooooook mutlu edecektir.

Babalara duyurula :))

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...