ş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ş etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7.12.11

Evlat edineydik keşke :)

Kendi şartlarımla ve kendi gücümle aslan gibi 1 kız büyüttüm!

Haso'dan başka kimse diyemez ki birlikte büyüttük, yardım ettik, baktık vs.

Sadece Pazar günlerini çalıştıkları halde bizce Simsim'e 'feda' eden, onlara göre de eğlencesi garantili bir güne bilet alan  teyzesi ve eniştesi vardı yanımızda...

Tek istediğim 'anneliğimin' kutlanması ve 'nasıl istersin, ne istersin, nasıl yapalım istersin' diye sayılmaktı.

Ya yardım etmek istemediler, ya da kendi şartlarıyla etmek istediler yoksa da olay, surat, taciz vs..

Hem lohusayken yeni tanıştığım kızımla hem de bir yığın suratla uğraştım..

Kimse üstümden yük almayı düşünmedi, bi taraf hak iddia etti. 'bizde böyle'ler başladı.

Bi tarafsa 'işim var, ben karışmam' diyerek karışmamak işini abarttı.

Babam zaten komik adam; işi düşerse 'canım kızım'sındır, yok eğer mutluysa 'bas bas paraları' modundaysa bi tek 'incilay' yeter! :)

Benim nasıl biri olduğumu herkes bilir, saygılıyım, uyumluyum, sevgi doluyum.

Biz çocuğumuzu doktorumuz Gökhan Mamur ile birlikte kanıtlanmış tıbbi bilgiler ışığında büyütmeye karar verdik ilk günde.

ama buna karşı çıkan, kendi tecrübelerinde inat eden, bizim kararımıza saygı duymalarını beklediğimiz ama en zayıf anımda lohusalığımda olay çıkaran insanlar bir gün anlayacaklardır hatalarını...

Gerçi her bebek doğuranın başına da aynı tarz olayların geldiğini forumlarda bol bol okudum. Bunun adı 'kaynana lohusası'ymış.

Hadi onca acıyla doğum yapan, sonra uykusuzlukla gecelerini feda eden anne alttan alacak durumda değil de o kaynana neden alttan almaz, büyük olduğunu göstermez de hem oğlunu üzer, hem kızı?

En mutlu günlerimde ve en zayıf anlarımda beni allak bullak eden, hatta mümkünse 'boşanalım da hakimiyet kurabilecekleri bir zavallı alınsın rahat edilsin' diye düşünenler kendi içlerinde bana yaşattıklarını yaşasınlar göreyim yeter. Görmüşlüğüm de var zaten...

Biz severek evlendik, seviyoruz birbirimizi... Birbirimizden kaynaklı tek bir sorun yaşamadık... ve birbirimizi sevdiğimiz için planlı bir zamana planla büyüteceğimiz bir 'simsim' yaptık...

Sokaktan geçenlerin Simsim uğruna evime gelmek istemesine 'hayır' diyemeyen ben; kimsenin ayağını kesecek biri değilim.

Ama maalesef itaat edilmeyi şart koşanlar çok kolay ayaklarını kesiyorlar; güya çok sevdikleri, değer verdikleri Simsim'den.

Sevgi nasıl bir şey biliyor musunuz?

Ablam ve eniştem gibi burnunuzda tütmesi gerek, 15 senedir beni evden cepten arayıp da sohbet etmemiş eniştemin ablamdan ayrı özel olarak araması demek, yağmurda çamurda Göktürk yollarından Kumburgaz'a gelmek demek.

Komşularımız gibi kokusunu özledik, bi koklayıp gidicez demek.

Sinem gibi sabah gözünü açtığında uykulu hali için kapıyı tıklatmak demek.

arkadaşlarım gibi en tepemin attığı anda 'sen ver, ben uyuturum kuzumu' demek..

Sevgi; kendinden, işinden ve egolarından fedakarlık edip 'onsuz yapamamak' demek.

Biz bilseydik eğer biri torun bakmaktan kaçacak, randevulu ayda bir yalvar yakar görüşülecek, biri de 'ben ne dersem o olacak olmazsa da kızımı kocamı üstünüze salar gerekirse kendi açığımızı kapatmak için iftiralar atar küfür kıyamet taciz ederiz' durumları olacak; kendimize en baştan anneler, kardeşler ve babalar evlat edinirdik!

Kadınları sevmiyorum, hemcinslerim ama cidden cinsler!

Kendi özelimi deşifre eden bu yazıyı niye mi yazdım, Ayşe Arman'a özendiğimden değil. Gerçi Kenan Erçetingöz; Ayşe Arman yazar mı ki, sen ondan iyi yazar olursun' demişti :)

Yazdım çünkü yanlış bilinmesin, yanlış anlatılmasın. yapılmışlara, edilmiş küfürlere rağmen küçükleri es geçip!!! büyükleri davet etmişliğim var.

Ama işte dedim ya sevgi 'fedakarlık' ister! Şartla sevgi olmaz!

Hele ki kendi içindeki 'iç savaşı' bana mal etmeye çalışmakla hiç olmaz. O iç savaş benden önce de vardı, hem de her an, her dakika...

Ben ablama 'salak' bile diyememişim ki (buraya yazarken bile garip geldi, utandım) küfüre ne hacet!! Ben küfür ve çeşitlerini evlendikten sonra duyar oldum!

Benimle ilgili tek fark 'benim karakterim kavga, küfür, saygısızlık hazmedemiyor. Kapıyı çarpıp, duvarları tekmeleyip canım - cicim yapmam hiç 1 şey olmamış gibi..'

1  Şey oldu çünkü!

Sonuç olarak öyle ya da böyle 40 günlükten beri; 7/24 her konuda sadece babasıyla yardımlaşarak Simsim'i 20 aylık yaptık!

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...