16.12.09

İçim kıpır kıpır :)

İçim hep kıpır kıpırdı zaten ama şimdi başka bi kıpırtı var :)

Şimdi köşeleri benden önce dönen ve yattığımda sağdan soldan yukarı doğru titreyen bi göbeğim var :)

20. haftalardan sonra hamileliğin en en en güzel zamanları diyebilirim. İlk zamanlar çektiklerinizi unutturan en tatlı dönem :)

Gece yattığımda oynaşan göbeğimi görmek nası garip 1 şey anlatamam!

Karabiberim Hasot'um şaşkınlıkla göbeğimle iletişimde...

Eve geldiğinde önce onunla konuşmaya başlıyor, sabah giderken onla vedalaşıyor...

Geceleri ona sarılıp, ona iyi geceler diyip uyuyor...

Göbeğim&Hasot arasına giremiyorum, kıskanıyorum ama kurtarın ben imdat! :)

14.12.09

Burda herşey yolunda baba! :)

Sevgili Bloğum,

Uzun zamandır sana yazamadım...

Neden diye sorma! Parmacıklarım tembelleşti, canları istemedi pek yazmak :)

Şimdi tango, salsa ve rumba yapaları geldi; çok şükür klavyenin başındayım bugün :)

Bebişimle 23. haftanın içindeyim.

Doktorumuzla kontrollerimizde bebişin videolarına ve fotoğraflarına bayıla bayıla bakıyoruz.

Geçen kontrolümüzde babasına 'burda herşey yolunda baba' hareketi yaptı baş parmağını kaldırarak :) Fotoğraflarını ve hatta becerebilirsem videosunu en kısa zamanda buraya ekleyeceğim.

10.12.09

Ses 1 - 2 Kontrol :)

Doktorumuz Altuğ Semiz bir haftalığına bizi terketti :( Detaylı ultrason için Cihangir Yılanlıoğlu'na yönlendirdi...

Cihangir Bey, SESSİZ ve derinden derinden inceledi bebişimizi. Önce kemklerinin boyunu ölçtü, kalbine baktı, atışlarını dinledi, sonra sanırım kılcal damarlarına, sonra parmaklarımız sayıldı tek tek ve sonra daha anlamadığım bir sürü şey :)

Bebişcağımız tam olarak 475 gr oldu, belki ben bu satırları yazarken artık yarım kiloya ulaşmıştır artık :)

Her yeri belli, minyatür insan parçası :)

Haftaya da yüzünü inceleyecek Cihangir Bey, çünkü utangaç kızımız yüzünü göstermedi detaylı ultrasonda!

4.12.09

Geziyorum, öyleyse varım!

Bu aralar yine gez dolaş, dükkana uğra Hasot'a dert ol moduma girdim :)

ama gezmelere başladığımdan beri, tansiyon problemi yaşıyorum.

Nişantaşı Afrodit'ten gelen 'indirime girdik' mesajıyla fırlayan tansiyonum, dükkanda gezinirken bammm diye düşüverdi. Sağolsunlar tuzlu bişilerle destekleyip toparladılar beni :)

Uzun süren hamilelik yogası araştırmalarım sonucunda Yogaşala'ya görüşmeye gittim. Salı günü başlıyorum inşallah!

Bu hafta Ayşe Öner'in 'Bebeğim olacak' seminerine katıldım. 3 seminer sonunda sertifika veriyorlarmış.

Yalnız işin komiği her seminerde aynı şeyler anlatılıyor; bebek yıkama ve ilk yardım teknikleri değişecek değil ya!

Yani popomu kaldırıp da 1 seminere gittiğime şükredip sertifika vermeleri gerekirken benden 3 kez gitmemi bekliyorlar, ne komik! :)

5 Aylık oldum. Ne açım ne açıktayım! :)

Şu an ultrasonik bebikim tam olarak 5 aylık ve ben inanılmaz güzel bi dönem geçiriyorum.

Ne açım, ne açıktayım; (göbeğim hariç! Herşeyden fırlar oldu :)

Hani buzdolabını açamıyorum, soğan kavuramıyorum, domatesin en verimli zamanlarında domatesten nefret ediyorum diyordum ya şimdi herşey eski haline döndü!

Yine mutfakta harikalar yaratıyorum. En sağlıklı, en faydalı şeyleri bizzat kendim yapabiliyorum.

Geçen gün Hasot 1 şey itiraf etti!

Bu kötü hallerimdeyken bi kaç yemek yapma denemem olmuştu; ağzımı burnumu kapatarak, ellerime eldivenler takarak ve yemeği ocağa koyup mutfaktan kaçarak :)

Meğer tüm bu denemelerim birer kabusmuş :)

Nerdeyse her akşam iş çıkışı kayınvalidemlere uğrayıp yemek alan veya 'bugün komşu ne gönderdi' diye soran Hasot; benim yemek pişirmememi tercih ediyormuş ve 'bak bugün zor da olsa pişirdim yemek' diye hevesle sunduğum yemekleri zar zor yiyormuş :))

3.12.09

Unutmak kolay olsa, çoktan unuturdum! :)

Hamileliğimi duyurduktan sonra yavaş yavaş online günlüğümü de duyurmaya başladım.

Günlüğümün kokulu, çiçekli sayfaları yok! Hatta en önemli günlük özelliği olan minnnik kilidi de yok :)

İlk izlenimlere göre; içimi dökmüşüm patır patır, kırılmışım yaralı ceylan gibim alınmışım birilerine çok belli olmuş :)

ama alınması gereken değil başkaları alındı üzerine...

Aslımo; beni aradı, sordu, çağırdı (Hasot rötarlı haber verse de :) Hatice teyzenin tavuklu böreğini gönderdi, ıspanak yapıp dükkana getirdi, fabrikada sevdiğim yemek olsa eve gönderdi. Benim en kötü zamanımla Aslı'nın ameliyatı çakıştı, o dönem ikimize de kabustu. O yüzden sana gelemedik, sen gelemedin vs diye sakın üstüne alınma, uzaktan da olsa kumanda ettin sen :)

Mutfak kaçağı Ayşe bile mantı yaptı, onu da unutmam :) Hatta doktorum az pişmiş etlerden uzak durmamı söylediği için mantının içindeki kıyma iyice pişsin diye hamurları doğduğuna pişman etti, pişirdi de pişirdi :)

Dutçum, 7 gün 15 saat çalıştığı ve geri kalan zamanda uyuduğu halde arada derede hamsi tava yaptı; bol yeşillikle. Belki canım acı çeker diye domatesli biberli süper bişi getirdi, tatlı çeker diye de kabak tatlısı yaptı...

Kayınvalidem, ablam ve komşum Ayşe abla daimi catering şirketlerimizdi. Minnacık bebekli Aysun ablanın da sütlaçlarını unutmamak lazım...

Unutmak kolay olsa çoktan unuturdum, 1 sizi benim gibi unutabilsem :) ay yaaaaaaaa susuyorum tamam :))

Ama diyorum işte 'hamilelik bi hastalık değil hamilelik tamamen 1 AÇ'lık' Hem ilk zamanlar yemek yapamamaktan, sürekli mide bulantıları yaşamaktan doğan bi açlık hem de ilgi alaka isteğinden doğan bi açlık :)

30.11.09

Gerçekten yanımda olanlar için varım!

Hamileliğimin 20. haftasına kadar sadece aileler ve en yakın 4 arkadaşım haberdardı.

20. haftada ise facebook'tan herkesle paylaştım.

Sonrasında ne mi oldu?

Telefonlarım susmadı.

Hiç beklemediğim, uzun zamandır görüşemediğim arkadaşlarımdan tebrik değil, 'yanımda olmak' talebi geldi!

Şu zamanda en çok istenilen şey bu olsa gerek...

Şimdi ders aldım. Bi dahaki sefere 'herkese duyurucam' :)

Hamile olunca ihtiyaç sahibi oluyorsunuz!

En başından beri haberi olanlardan 1 şeyler bekliyorsunuz...

Deli miymişim?

'En yakınım bilsin, onlar yanımdalar' dediklerimden hiç aramayanlar oldu desem!

Ben iki kat aşağıdaki komşumda yemek yerken, Hasot aç kalırken umursamayanlar oldu desem!

1 gün, saatlerce benim hiç halim yokken Hasot'la makam arabası şoförü gibi sokaklarda turlayarak anlamsız vakit geçirmeye çalıştık desem!

Niye mi?

Başbakana yemeğe gidiyorduk da işi çıkmıştı, evine giremiyorduk. Kapı açılış saatleri ertelenmişti. E tabi başbakan ya, sonrasında arayarak üzüntülerini bile belirtmedi, olay tam 'ananı da al git' kıvamındaydı desem! :)

Dedim işte!

Bilen bilir, ben herkesin yanında olurum, hatta bazen fazlasıyla...

Bazen gelir aşçınız olurum, bazen temizlikçiniz, bazen şoförünüz, bazen hasta bakıcınız!

Domuz gribi olsa sevdiğim insan, yine gider tavuk suyuna çorbasını yapar dönerim!

Sevdiklerim için her kılığa girerim çünkü bilirim 'ihtiyaç sahibi olmak' zordur!

ama artık gerçekten yanımda olanlar, gerçekten düşünenler için varım!

annem gibi 'iyilik yap denize at' demem artık! (Ay annemin iyiliklerini ve iyilik yaptığı işe yaramazları anlatmaya başlasam kurulucak cümlelerin sonu gelmez, bu konuyu geçelim :)

PS: İçime attıklarımın 1 kısmını döktüm. Bebek yüzünden zaten şişiyorum, 1 de bunlarla şişemem napıyım :)

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...