5.3.10

O endişeli, ben meraklı :)

Simre'nin adını burdan duyurduktan sonra artık herkese söylemeye başladık.

Ondan önce en en en yakınlarımız biliyordu sadece...

Şimdi benzinci, market, kasap, kuaför ve yoldan geçen ismini bilmediğim teyzeler kızımızın adını biliyor artık! :)

Genç kızlar bi kenara not alıyor, çok beğendim. 'Anlamı da çok güzel, ben de bu ismi koymak istiyorum' diyorlar...

Biz ilk anda çok beğendik ama herkesten bu kadar süpper tepkiler alacağımız aklımıza gelmemişti.
Facebook'ta bloğun linkini verip herkese bebişimizin ismini duyurduğumuzda aldığımız tepkiler süper süper süperüstüydü :)
Yorum yapan, beğenen tümmmm arkadaşlarımıza, sevdiklerimize kocaman kocaman teşekkürler ediyoruz.


Ablamın heyecanla ismi bulup bana ilk söylediği anı hatırlıyorum da...

Çeşitli testler ve hurafelere göre cinsiyeti erkek çıkan bebeğin doktorumuz tarafından 'kız' olduğunu öğrendiğimiz gündü.

Biz biraz buruktuk çünkü erkek için isim hazırdı, planlar hazırdı, ona alışmıuştık...

ve tabi erkek bebeğin ismi şimdi beni kıskanan Hasot tarafından bulunmuştu :)

Onun ismine çok yakın, onu tamamlayan bi isimdi.

Benim adımdan da bi harf içeriyordu çok şükür :P

Evet, ben de onu o zaman kıskanıyordum!

Ama ne oldu, döndü dolaştı Sitare'nin yıldızı parladı kalbimizdee :)

Kıskanma sırası Hasot'ta! :)

Ben 'canım kızım, benim kızım, benim parçam' diyorum diye birileri çok bozuluyor...

'sadece senin kızın mı, senin parçan mı' diye buruluyor...

'Sen o blogda yazıyorsun, sanki sadece senin kızınmış gibi' diye Sezercik numaraları yapıyor.

Sen de yaz diyorum, yazıcam zaten diye hırslanıyor.

Yakında 'endişelibaba' diye bi blog açılırsa şaşırmayın :)

Neden mi endişeli baba;

Çünkü hamileliğimden beri, bilmediğimiz bu yola girdiğimizden beri ben aşırı meraklı,

O da iki kaşı havaya kaldırarak nasıl yapıyorsa alnında 5 tane enine çizgi oluşturduğu gözleri açık bakışlarıyla oldukça endişeli :)

Ufak bir ağrım olsa,

Numaradan 'ay' desem,

ve şu son zamanlarda 'doğumla ilgili şakalarımla' hemen endişeli bakışlar devrede :)

Bu arada her zamanki geyikliklerim yüzünden 'yalancı çoban' gibi tüm inandırıcılığımı yitirip ortada kalırsam şaşmayın :)

3.3.10

Bebişimizin ismi?!?!?!?

Bebişimizin ismi, cinsiyetini öğrendiğimiz günden beri belli...

İsim arama sitelerini didik didik didiklerken ablam da bir yandan araştırmış.

Benim kenara yazdığım 4 ihtimalin içinden birisini bulmuş ve heyecanla benimle paylaşmıştı.

İşte o isim; bebeğimizin ömür boyu taşıyacağı, onunla yaşayacağı isim oldu..

Babası da ismi duyunca bayıldı bayıldı bayıldıııııııı :)

Büyüklere önce biraz yabancı gelse de sonra 'annesinin adından sebep' zorluğuna alışıldı ve yine bayılındı...

Doktorumuz öğrendiğinde ayrı bayıldı...

Bayıldıkları direk duydukları isim değil! İsmin anlamı ve annesinin adıyla olan uyumu! (Babamız kıskanma :)

Ben küçükken adımı hiç sevmezdim!

Öğretmenler hep farklı bir şekilde telaffuz ederlerdi...

Sitella, Stara, Star ve bi takım kısaltmalar...

İsmimi sorduklarında sürekli tekrarlamak zorunda kalırdım, bıkmıştım!

Sonra Türk olmadığımı iddia eden konuşmalar vs.

Anneme kızardım kolay bir isim neden koymadınız diye...

Eğer ikinci bir adım olsa direk onu kullanırdım o zamanlar...

Sonraları ismimin ne kadar kalıcı olduğunu gördüm.

Zor anlaşılıyordu ama zor unutuluyordu.

Belki çoğu insanın tanıdığı tek Sitare bendim.

Hani içinde Sitare geçen bir konuşma geçse; 'hani'ufak, tefek şirin kız mı' diyenlerin çok olduğunu biliyorum :)

Hasot, arkadaşlarına benden bahsettiğinde içlerinden tanıyan çıkmış ve yine bu ifadelerle beni anlatmışlar :)

Rock müzikle ilgilendiğim zamanlarda 'Sitare' dendiğinde yine akıllara ben geliyordum aradan 10 seneden fazla geçmesine rağmen yine 'Sitare' dendiğinde direk hatırlanmak çok güzel!

Hangi Sitare, denmez hiç...

Bellidir, benimdir o cadı :)

Her yere elimi attığımdandır ki Kenan Erçetingöz, Serdar Ortaç, Okan Bayülgen ve Beyaz'ın da bildiği ufak tefek Sitare benimdir :) Hatta Beyaz, ismin ne kadar enteresan diyip skeçlerinde kullanmıştır...

Maalesef hocalar da beni unutmazlar. Hangi Ebru, hangi Hande demezlerdi anneme. 'Hımm demek Sitare'nin annesi sizsiniz' diye başlardı görüşmeler...

İşte kızımın adı da böyle herkesin hafızasında yer edecek bir isim olacak!

Kimse onu unutmasın, kimseyle karıştırılmasın ve o da aklı erdiğinde ismiyle gurur duysun diye...

Benim adım SİTARE, farsça kökenli, anlamı ise; Dünyaya en uzak olan ama en net görülebilen YILDIZ.

Kızımızın adı ise SİMRE; YILDIZIN yeryüzüne yansıması anlamına geliyor.

Yani  işte Simre benim gölgem, benim parçam, benim canım, benim şanslı ve güzel kızım :)

1.3.10

Haso uses me :)

Geçen hafta Hasot'un arkadaşının nikahına gittik.

Takı kuyruğu uzadıkça uzuyor, sonu gelmiyordu...

Hasot, işte beni o anda kullandı!

'Gel' dedi ve damadımızın teyzesiyle beni en öne getirdiler... Aradan sıyrıldık. Çok utandım, halbuki ben beklerdim ama birisinin beklemeye niyeti yoktu, kendisine bahane doğdu, o sevmez öyle kuyrukları filan...

---

28.2.10

Dut'umun ellerine sağlık! :)

Sevgili arkadaşım Dut'la uzun zamandır görüşemiyorduk.

Görüşmek için fırsat kollayıp duruyorduk ama mesafelerden ve benim bütün gün koşturup akşamları da bitap düşmemden olsa gerek ev gezmelerine gidemiyorduk.

Hamileliğim boyunca hiç aşermedim. (Doktorum, Hasot'un yannda bunun tıbbi bir durum olmadığını sadece kadınların 'naz yaptıklarından ' gerçekleştiğini söylediği için a-şe-re-me-dim :)

Sadece zeytinyağlı yaprak sarma, patates salatası ve kısır aşığı olarak yine onlara karşı hassasiyetim devam etti.

Patates salatası ve kısır isteğimi kendi çabalarımla giderdim ama yaprak sarma!!!

Onu da ev yemekleri yapan yerlerden aldım bi süre...

Bilmeyenlere duyurulur; Yeşilköy Pazarı'nın yola yakın kısmında sadece yaprak ve lahana sarma satan bi tezgah var. İnanılmaz güzel, taze ve leziz...

Ordan alıp alıp götürdüm dolmaları...

Bunu Dut'a söylediğimde de 'sen sokaktan, pazardan dolma mı alıyorsun, kıyamam' dedi ve o haftasonu elinde yaprak sarmalarıyla geldi :)

Sadece o mu? Kereviz faydalı diye, kereviz salatası ve kendi yaptığı pancar turşusu da eşlik ediyordu kendisine...

Hepsini yedim yedim yedim...

Hem o kadar yoğun çalışıp da bana o parmacıklarıyla tek tek sardığı dolmaları getiren Dut'a burdan 10 yüz milyon kere teşekkür etmeliyim ki yine gelsin yine gelsin :PPPP

24.2.10

Memorial'dan torpilim yok, sadece kızımın şansı!

Kızımız 33. haftaya girmek üzere!

Son kontrolümüzde kilomuz 1.650 gr boyumuz 40 cm'di.

Göbeğime sığabildiğine inanamıyorum!

---


Geçtiğimiz aylarda hamile olan arkadaşım Tuba'yı da doktoruma yönlendirdim.

Doktorum tabiki 10 puan aldı ilgi ve alakasıyla ama odalar!?!

Tuba'nın dediğini göre normal odalar çok kötüymüş. Ancak VIP suit odalar tercih edilebilir gibi dedi...

Doktorumu başka bir hastaneye gelmesi konusunda ikna etmeye çalışmışlar ama mümkün olmamış. Odalardan dolayı da tercihini başka hastaneden yana kullandı..

Ben o kadar meraklıyım, pimpirikliyim ama odaları gezmek hiç aklıma gelmemişti. İnanamadım rahatlığıma!

Hemen koştum odaları gezdim...

Gerçekten kötüydü!

Yani normal oda katında temizlik arabası atık halde kenarda dururken ve başında kimse yokken VIP oda katında temizlik arabası ve görevli sürekli iş başındaydı.

Normal oda katı havasız ve bunaltıcıydı. Vip katı ise tertermiz kokuyordu, havalandırmalar iyi çalışıyordu.

Doktorumla konuştuğumda tüm bunların normal oda katının diğer kattan daha önce inşa edilmiş olmasından kaynaklanıyor olabiliceğini söylemişti.

En son kontrole gittiğimde ise ne oldu bilin bakalım!

NORMAL ODA KATI TAMAMEN YIKILIP YENİDEN YAPILIYOR!

Doktorum; 'Bu nasıl bir şey ki dedi o kadar şikayet ettin ve şu an tadilat var. İnanılmaz güzel olacak' dedi...

İnanamadım!

15 gün sonra inşaat bitecekmiş ve ben 'sıfır' odalarda sefamı sürücem!

Gerçekten Memorial'dan torpilim yok, sadece kızımın şansı...

O çok şanslı ve hepimize şans saçıyor...

Yoga bana gelsin :)

Artık Yoga'ya gidemiyorum.

Haftasonu bebek odası, arabası, gezmesi, tozması, arkadaşlarla görüşmeler derken,

P.tesi günlerim çok yorgun başlıyor ancak Ç.ba günü kendime gelebiliyorum.


Yoga da Pazartesi günü olduğu için popomu kaldırıp da gidemiyorum ama evde yoga çalışmalarım son gaz devam ediyor tabiiki...

Herşey O'nun için! :)

Bazen sırt ağrılarım inanılmaz artıyor.

İşte o zaman yoga hareketleri imdadıma yetişiyor.

Özellikle kedi pozisyonundaki nefes çalışmaları sırtımın her 1 köşesini açıyor ve beni kendime getiriyor...

Berrak'çım senin hamileliğinde sana en büyük faydam bu sihirli egzersizler olabilir tabi balık hafızam müsade ederse :))

22.2.10

Sito çok yoğun; Domestos kıvamında :)

Şişmemle doğru orantılı olarak gezmelerim had safhada!

Hem şişiyorum hem geziyorum...

Ama kimin için? O'nun için tabiki :)

O minik tatlı tulumlar, elbiseler, ıvırı zıvırı, patisi, çorabı derken alışveriş delisi oldum çıktım!

7. aya kadar hiç 1 şey almadım ama ön araştırmalarımı da yapmayı ihmal etmedim...

Ön araştırmalarımda en büyük bknz, srnz kaynağım Berrak oldu :)

Çevresinden edindiği pozitif tecrübeleri, eşyaların kullanışlılığı, bebeğin alışverişi vs. gibi ağzım açık yardım beklediğim her konuyu benimle paylaştı...

Hatta bu yazıyı yazmadan biraz önceki telefon konuşmamızda hastaneye götürmem gerekenlerle ilgili ufak bi detay daha öğrendim :)

Bebek alışverişlerimizin en zorlu kısımları tamamladı.

Odamızın siparişi verildi.

Tam bir prenses odası!
Halısını, nevresimini ismine özel yaptırıyoruz.

O bize çok şans getirdi, biz de onu şımartalım dedik şimdiden :)

Anneannesiyle ayrı alışverişe çıkıyorum, teyzesiyle ayrı, babaannesiyle ayrı...

Herkesin ilk torunu, ilk yeğeni minik prenses!

O yüzden alışverişler çok eğlenceli geçiyor.

Herkes onu da alalım, bunu da alalım diye diye kendini kaptırıyor :)

Odasında poşetler üstüste yığıldı, daha şimdiden mobilya koyacak yer kalmadı!

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...