4.8.18

Huzur veren mekanlar...

Kimisi manzarasıyla kimisi damağınızda bıraktığı o enfes tatla, ya da güler yüzlü ekibi ve göz alıcı dekorasyonuyla sizleri kendine hayran bırakacak...Bu hafta sizlere, birebir tadıp da anlatmak ve önermek istediğim lezzetleri yazıyorum. Tercihiniz ister fast food, isterseniz balık olsun ya da bir brasserie menüsü... Hepsinden kısa kısa sizlere tavsiyelerde bulunduğum seçkin mekanlar ile ilgili detay ve adres bilgilerine www.geccemekan.com'daki üye sayfalarından ulaşabilirsiniz.

VINTAGE BURGER


Bağdat Caddesi üzerinde yer alan, dekorasyonuyla nostaljik rüzgarlar estiren Vintage Burger’ın Mantarlı özel soslu hamburger ve ve nefis soslu sosislisini denedik. Yemeğinizi yedikten sonra veya hazırlık aşamasında beklerken bilardo oynayabileceğiniz gibi nostaljik dekorasyonu ile ilgilenebilirsiniz.
Vintage Burger’ın en önemli özelliği et ve malzemeler ile dolu burgerlerini yerken yemeğinizle birlikte gelen eldivenleri ellerinize geçiriyorsunuz ve kirlenen ellerinizi, dökülen ve bulaşan sosları umursamıyorsunuz.
Bağdat caddesinin, kalabalığın ve karmaşanın, göbeğinde böylesine sakinleştirici ve dingin bir ortama sahip olan Vintage Burger; samimi çalışanları, güzel sunumları, kaliteli hamburgerleri ile farkını ortaya koyuyor.



FENER LOKANTASI


İçinde taş bir fırında bulunan lokantada değirmen unlarından yapılan doğal ekmek çeşitleri, dumanı üstünde sıcacık servis yapılıyor ve Pazar günleri de konuklarına 09.00-13.00 arası kahvaltı sunan Fener Lokantasında yine bu taş fırından çıkan sıcacık çörekler sunuluyor. . En güzel yeri ise tabiki bahçesi. Özellikle şu sıralar mutlaka bir gidin, emin olun bayılacaksınız. Bahçesi üzüm, elma, nar, şeftali, ıhlamur ağaçlarıyla gölgeleniyor. Huzur sonsuz…
Mevsimine göre bulunabilen balık çeşitlerinin yanı sıra, dekorasyonunda yapılan değişikliklerle yenilenen restoranın spesiyalleri, fener kavurma, fener güveci ve kağıtta levrek. Sebzeler Lüleburgaz’dan, domatesler Çanakkale’den, Cunda Adası’ndan zeytinyağı, Kastamonu’dan un



RITZ CARLTON OPEN AIR SPA


The Ritz-Carlton İstanbul, boğaza bakan ve terapi olanakları içeren bir açık hava SPA’sı sunan tek oteldir. Kişi başı 200 TL giriş ücreti ödeyerek tüm imkanlarından faydalanabileceğiniz open air spa, 0-6 yaş arası çocuklar için ücretsiz. 6 – 12 yaş arası %50 indirimli giriş yapabilirler. Akşam saatlerinde düğün ve nişan organizasyonlarının gerçekleştiği alanda üç adet jakuzi bulunuyor ve muhteşem boğaz manzarası seyri ile size huzur dolu dakikalar vaad ediyor. Konukların yararlanabileceği diğer imkanların arasında ayrıca, parıldayan tavanı kapalı yüzme havuzu, jakuzi, sauna, buhar odası, fitness merkezi, 3 jakuzi ve açık hava SPA’da bir dinlenme havuzu var.



S CAFE BRASSERIE


24 Yıldır aralıksız olarak S Cafe’nin mutfağına hakim olan Şef Ramazan Karadeniz’in menüsündeki sunumlar hiç değişmeden lezzetseverler ile buluşuyor. Kendisi müşteriler ile birebir muhatap olurken bizimle de zevkle ilgilendi ve denediğimiz lezzetler ile ilgili detaylı bilgiler paylaştı.
Somon Fümeli Krep Gulaşları, krepe sarılı somonların harika uyumu sizi mest edecek. Özel sosuyla harmanlanmış Buğday Salatası, lezzeti ve hafif kalorisi hanımların gözdesi…

27.7.18

Ah Meos!

Bugün biraz mitolojik hikaye ile acıklı bir aşk hikayesinden bahsetmek istedim. Sonu nereye ve kime varacak okuyun, bakalım…Poseidon’un oğlu Triton’un büyük aşkı Meos…

Babasıyla birlikte denizlerin koruyuculuğunu üstlenen Triton’a intikam tanrıçası Ultio’nun aşık olması Meos ile Triton’un aşkının imkansız hale gelmesine hatta Meos’un sonuna sebep olur…

Hikaye bu ya; Meos, kıyıdan denizi izlerken altı balık üstü insan Triton’un dikkatini çeker. Öyle güzel bir kadındır ki, hayranlık uyandırmaması mümkün olmayan… Beyaz teni, altın sarısı saçları ile ilk görüşte kendine aşık eder…


Tanrılar yasasına aykırı bu aşk, intikam tanrısı Ultio’nun kulağına gidene kadar mutluluk içinde gizlice yaşanır. Bir gün Meos, Triton’a daha yakın olabilmek için kendisini bir balığa dönüştürmesini teklif eder. Bu şekilde ona her an daha yakın olabilecek ve kimse bu aşkı farkedemeyecektir. Triton, Meos'u bir balığa çevirir. Öyle güzel bir balık olur ki, rengarenk, ışıklar saçan… Ultio, kıskançlık krizine girer ve Meos'u gizlice kaçırıp Poseidon'a teslim eder ve yasak aşkı anlatır. Poseidon, oğlunun tanrıların yasalarını çiğnemesine çok sinirlenir ve diğer tanrılar arasında küçük düşeceğini düşünerek; Meos'u; konuşamayan, sıradan gibi görünen ama tadı lezzetli bir balık haline dönüştürür. Bununla da kalmayan Poseidon, oğlunun Meos'u bulmasını engelleyebilmek için asasını yere vurup depremler yaratarak denizleri birbirine karıştırır.

O günden sonra Meos hangi denizdedir bilinmez. Onu diğer balıklardan ayırt etmenin tek lezzetidir, bunu öğrenmenin tek yolu da ona kıyıp tadına bakmaktır. Hasretiyle yanıp tutuşan Triton, ona kıyabilir mi? Kıyamadığı gibi de bir daha asla göremez. Aynı denizlerde birbirlerini bilemeden yüzen aşık balıklar olarak hayatlarını sürdürürler…


Tarih boyunca balıkçılar tuttukları her balığı Meos olarak görürler ve aşkına saygı gösterirler.

İşte bu ismi keşfedip de Meos ile Triton’un imkansız aşkının hatrına saygı duyarak bu isimle açılan bir balıkçı var ki…
İşlerini gerçekten aşk’la yapıyorlar ve sadece müşteriye değil yaptıkları işe de saygı ve sevgiyi sonsuz sunuyorlar…
Meos, Florya’da kebapçıların arasından sıyrılan enfes bir balıkçı!

Bölge olarak daha çok et ve kebap restoranlarının yer aldığı Florya’da kısa zaman önce muhteşem manzarası ve organik lezzetleri ile açık ara fark atan bir balıkçı…


Kendi arazilerinde yetiştirdikleri zeytinlerden elde ettikleri zeytinyağı ile hazırlanan mezeler, Cunda’dan gelen sebzeler ile İstanbul’da Ege lezzetlerinin tadına varabilirsiniz.

Çocuklu ailelerin rahatlıkla oyun ablalı çocuk oyun odasına çocuklarını emanet edecekleri Meos’ta; balık köftesi, levrek pane ve karides mantısı gibi lezzetleri çocuklar için lezzetli birer alternatif olacaktır. Ayrıca size küçük bir tüyo; yemeği zor yiyen çocuklarınız için ‘bak uçak geçiyor, aç ağzını’ demenin tam da yeri. Çünkü gerçekten uçakların geçiyor.

Yalnızca Ege’deki balıkçılarda tadabileceğiniz sıcak ot lezzetleri, Girit kabağı ve organik Ege ürünleri muhteşem manzara eşliğinde sıcak, samimi ve özverili ekibin ellerinden sunuluyor.

Ayrıca haftasonu serpme olarak sunulan kahvaltıları da dillere destan… Neden mi? Market ürünleri değil de o yüzden… Hepsi tamamen organik ve Ege’den, tarladan... Börekler, çörekler ve kahvaltılıklarla kahvaltı sefası sürebilirsiniz…


Denizin havasını içinize çekerken, manzaraya karşı rakınızı yudumlayabilir ve dostlarınızı evinizde ağırlıyormuş gibi rahat olabilirsiniz çünkü burada müşteri değil misafir gibi ağırlanıyor olacağınızdan emin olabilirsiniz.

Meos’un kaliteli manzarası ve lezzetli yemeklerinin yanı sıra burada sağlanabilecek etkinlik ve davetler ile ilgili bizlerle de iletişime geçebileceğiniz gibi bayanlara özel günler, arkadaş toplantıları, doğum günleri ve iş toplantıları gerçekleştirebilirsiniz…




3.7.18

Etnik Lezzetler!

Muhteşem manzarası ve gösterişli dekorasyonu ile göz kamaştıran Zeferan Restoran, Ajwa Otel’in en üst katında yer alıyor. Tarihi Yarımada'yı ve Prens Adaları'nın gören muhteşem deniz manzarasıyla, haftanın yedi günü 07.00 ile 24.00 saatleri arasında farklı tatları denemeyi seven ve Azerbaycan mutfağı düşkünü hem otel misafirlerini hem de dışarıdan gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
Azerbaycan mutfağının çeşitliliğini ve lezzetli mutfak kültürünü İstanbul’da hakkıyla temsil eden en iddialı ve belki de tek adres olduğunu söyleyebiliriz.

Burada dikkatimizi çeken en önemli detay; hoş geldin isimli ortaya gelen meze ve soğuk çeşitlerinin dostlar arasında paylaşılarak özellikle paylaşımcılığa ve bir arada olunmanın ne kadar ince ve derin bir husus olduğuna değinilmesi oldu. Ortaya gelen her yemek, pilav masadaki misafirler arasında sohbet eşliğinde paylaşılıyor..


Spesiyal lezzetleri arasında Lüle kebabı, tike kebabı gibi en geleneksel usulle hazırlanan özel kebaplar, pilav çeşitleri, Hazar Denizi’nin bereketini yansıtan balık yemekleri, kutab, kükü, düşbere çorbası gibi hiçbir restoranda kolay kolay rastlayamayacağınız çeşitlilikteki geleneksel Azerbaycan yemeklerine rastlayabilirsiniz. Zeferan’da özel hazırlanan taze meyve suları, Osmanlı şerbetleri ve alkolsüz kokteyllerin benzerlerini hiçbir yerde tadamayacağınızdan eminiz, deneyin içiniz ferahlayacak ve taze organik içecekler sizde detox etkisi yaratacak…

Bizce sadece pilav çeşitlerini bile denemek için gidebileceğiniz özellikle bir restoran. Perde pilavı şeklinde yine ortaya sunulan pilavı daha tatmadan mis gibi tereyağı kokusu iştahınızı açacak ve iyi ki buradayım demenize sebep olacak. Tattığınızda ise ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaksınız. ☺


Manzara ve lezzetin nadiren bir arada bulunduğu mekanlardan; kesinlikle tavsiye ediyoruz…

Zeferan’da hakkıyla temsil edilen Azerbaycan mutfağı hakkında:
Çeşit bolluğu ile doğal malzemeler kullanılarak yapılan yemekleriyle ünlü Azerbaycan mutfağı bu zenginliğini bulunduğu bereketli coğrafyaya borçludur. Bütün yıl boyunca taze sebze ve meyvelerin bulunması, bölgelerin farklı coğrafi koşullarının getirdiği ürün çeşitliliği, bunların tek başına ya da başka ürünlerle birlikte uyumlu bir biçimde kullanılması Azerbaycan mutfağının zenginliğini yaratmıştır. Sadece ürün zenginliği değil, aynı zamanda çok değişik pişirme teknikleri ile bakır kazanlar, siniler, çömçeler (kepçe) gibi kullanılan mutfak gereçlerinin çeşitliliği de Azerbaycan mutfağını benzersiz kılan unsurlardan. Azerbaycan mutfak kültürü deyince komşu ve kardeş halkların mutfağının etkisinden de söz etmeden olmaz. Geçmişi yüzyıllara dayanan İpek Yolu üzerindeki ticaret sayesinde Azerbaycan’a komşu olan Kafkas boyları, Türkiye, İran, Arap, Çin ve Hint mutfak kültürleri etkileşim içerisinde harmanlanarak, çok boyutlu ve zengin bir mutfak kültürünün doğmasına vesile olmuştur. Bugün Azerbaycan mutfağına mahsus dolma çeşitleri, pilavlar, haş, bozbaş, çığırtma, çorba vb. yemeklere yukarıda andığımız halkların mutfağında da rastlamak mümkün.


Türk dünyası mutfak kültüründe seçkin bir yeri olan geleneksel Azerbaycan yemekleri genellikle etli, sebzeli, sütlü, hamur işli yemekler, pilavlar, kebaplar ve çorbalardan oluşmakta. Aynı türe ait yiyeceklerin pek çok çeşidinin olmasıyla dikkat çeken Azerbaycan mutfağında otuzdan fazla dolma ve sarma, elliden fazla da pilav çeşidinin olduğu biliniyor. Pilavın olmazsa olmaz eşlikçisi ise birbirinden lezzetli ve ferahlatıcı şerbetler. Gandab, kayısı, safran, iskanjabi, gül ve nar, khoshab, nane, reyhan, sumak ve daha onlarcasını sayabileceğimiz zenginlikteki şerbetler, eşlik ettiği yemeğin nefasetini artırıyor.


Kebaplarının lezzeti ve çeşitliliği ile ünlü geleneksel Azerbaycan mutfağında koyun eti bolca kullanılmakta; bunun yanında sıra da “mal eti” denilen sığır (dana) eti ile kanatlı hayvanların etleriyle av kuşlarından yapılan yemekler de oldukça çeşitli. Hem etin hem de balığın kullanıldığı az sayıdaki mutfaklardan biri olan Azerbaycan mutfağı bu zenginliğini Hazar Denizi’ne borçlu. Hazar Denizi’nin bereketli sularında bulunan morina gibi lezzetli balık türleri ve havyar da bu bölgenin mutfağında sıklıkla kullanılıyor. Azerbaycan mutfağında “lüle kebabı”, “tike kebabı”, “haşıl” ,”umaç”, “hengel”, “düşbere”, “erişte” gibi hamur ve et yemekleri öne çıksa da, bu mutfağın en önemli öğelerinden biri de taze olarak doğranmadan tüketilen yeşillikler. Kahvaltı dahil olmak üzere tüm öğünlerde bolca tüketilen kişniş, tere, reyhan gibi yeşillikler, sofraların hem süsü, hem lezzeti hem de şifası

29.6.18

Kebabın Efsanesi! Develi

1966 yılında Samatya’da açıldığı günden beri lezzet severlerin uğrak yeri olan Develi’nin kurucusu Arif Develi, çocuk yaşta başladığı mesleğini şimdilerde iki oğlu Nuri ve Ali Develi’ye devrederek Develi’nin oğulları tarafından profesyonel anlamda geleceğe taşınmasını gururla izliyor.
Sizler için Develi’nin Florya şubesini ziyaret ettik. Geniş kapalı alanı, bahçesi ve terası ile hizmet veren Florya Develi’nin dekorasyonu girişten itibaren göz kamaştırıyor. Girişi, ön salon, bahçe, teras ve hatta tuvaletlerdeki aydınlatmalar, aynalar ve dekoratif objeler ile şıklığı ve ihtişamı dillere destan.


Burası diğer şubelerden farklı olarak aynı zamanda düğün, nişan ve sünnet gibi organizasyonlara da ev sahibi yapabiliyor. Kapalı alanlarında bölünebilen toplantı salonlarında iş yemekleri, davetler ve toplantılarınızı gerçekleştirebileceğiniz gibi geniş çocuk oyun odası ve güler yüzlü oyun ablaları eşliğinde çocuk doğum günleri de organize edebilirsiniz.


Develi’nin ‘mutfak koordinatörü Dinçer Usta’dan kebapların lezzetinin sırrı, Develi’nin tarihi ve Arif Bey’in reçetesi ile kendi ustalığını katarak sundukları menü hakkında bilgi aldık. Bizler için Antep fıstıklı kebabı muhteşem bir sunum ile hazırlatan ustamızdan aldığımız en önemli detay; Türkiye’de ‘fıstıklı kebabı’ keşfeden ve patentini alan ismin Arif Develi olduğunu öğrenmemiz oldu…


Antep mutfağının lezzetlerini kendi ustalığıyla renklendirerek oluşturduğu reçetesi tüm Develi şubelerinde aynı lezzetle sunulurken, ünlü fıstıklı kebabının tamamen Arif Bey tarafından keşfedildiğini sizler de biliyor muydunuz? Gerçi Develi’deki fıstıklı kebabın isminin ‘kebaplı fıstık’ olması gerektiğini kesinlikle belirtmem gerekiyor! Fıstıklar neredeyse bütün halinde etin içinde ya da şöyle diyeyim etler fıstıkları sarıyor! ☺ Gerçekten muhteşem kesinlikle denemelisiniz…

13.6.18

Eskişehir'de neler oluyor?

Bu hafta rotamızı ‘öğrenci şehri’ olarak nam salmış Eskişehir’e doğru çeviriyoruz. Gidenin aşık olduğu, henüz keşfedememiş olanların ise gidilecek yerler listesine eklediği bir kent Eskişehir.Hareketli, aktif eğlence ve yeme içme yaşantısı tamamen gençlere yönelik kurgulanmış. Tüm esnaf ve yerli halk başka şehirlerden gelen öğrencileri sahipleniyor ve onların konforu, yaşantısı için gerekli ne varsa sağlıyor.
Buluşmalarda ‘geç kaldım’ demek için bahaneniz olmaz…

Her yere ulaşım oldukça rahat, diğer büyük şehirler gibi arabasız hareket edememe ihtimaliniz yok ya da arabalı olsanız da trafiğe takılmanız zor bir ihtimal… Yürüyerek veya bisikletle dilediğiniz her yere ve herkese rahatlıkla ulaşabilmek bu şehirde yaşamanın en büyük avantajı bizce…

Gözümüze çarpan ve duyumlardan yola çıkarak ulaştığımız Modernity Hotel, göz alıcı dekorasyonu ve güler yüzlü personeli ile profesyonel hizmet kalitesi ile benzerlerinden açık ara farkla ayrılıyor... Seyahat amacıyla gelenlerin kusursuz bir konaklama için tercih edebilecekleri Modernity, aynı zamanda İş seyahati veya toplantıları için gelecek misafirler için özel tasarlanmış ofis donanımlı odaları ile toplantılara özel business hizmet konforu sunuyor.


Teknolojik donanımlarla desteklenmiş özel toplantı salonları, astım hastalarına özel olarak tasarlanmış ‘hava alan’ odaları ile şehrin merkezinde yer alan Modernity, duvarlarını sayısız tablolar ile dekore ederek sanata verdiği önemi gösteriyor ve misafirlerine görsel bir şölen sunuyor..


PALETTE RESTAURANT


Dünya mutfağının seçkin tarifleri arasından yapılan özenli seçimlerle oluşturulan menüsündeki lezzetler, adeta bir sunum showuyla misafirlerini mest ediyor. Her Çarşamba, Cuma ve Cumartesi gecceleri canlı müzik eşliğinde aileniz, sevgiliniz ile özel bir yemek, davet veya iş yemeği için mükemmel bir adres…


Burada her şey dünya kalitesinde. Yemekler de… Bu yüzden karşınıza gelecek tüm seçeneklerde gurme titizliğinde bir emeğin ve birikimin yansımalarını göreceksiniz. Dünyanın ünlü metropollerindeki beklenti ne ise burada da o beklentiyi karşılamak üzere yapılıyor tüm hazırlıklar. O motivasyonla ve anlayışla sunuluyor tüm lezzetler. Üstelik ülkemizin en doğal ve en taze mahsulleri kullanılarak…


MOOD NIGHT


Eğlencenin merkezi Eskişehir’de kaliteli müzik ve kaliteli eğlenceyi güvenilir bir ortamda sunan gecce kulübu Mood Night’ta yerli ve yabancı sanatçılar canlı müzik performanslarıyla sahne alıyor, ünlü Dj’lerin eşliğinde gerçekleşen gecceler gençler tarafından oldukça ilgi görüyor.

Eskişehir’e gelmişken ziyaret etmeden dönmeyin!

Solon’un Mezarı, Midas Anıtı, Küllüoba Höyüğü, Asar Kalesi, Doğanlı Kale; Yunus Emre, Cumhuriyet, Havacılık, ve Lületaşı müzeleri; Osmanlı mimarisinin en seçkin örneklerini yansıtan Odunpazarı ve Zaimağa Konağı mutlaka görmeniz gereken yerlerden sadece bazılarıdır. Dünyaca meşhur Porsuk Çayı’mızı ve sağlığınıza sağlık katacak “şifa kaynağı” kaplıcaları size çok iyi gelecek!


2.6.18

Türkbükü'nden en taze haberler!

Şehre yeni döndük; Türkbükü listemizi hemen gözden geçirin. Yeni yazımızda Gündoğan ve Yalıkavak Palmarina içindeki seçkin yeme - içme - eğlence merkezlerimizi sıralayacağız! Düşünmenize gerek yok, biz keşfettik siz listeden seçin gidin. Gittiğinizde mutlaka 'geccemekan tavsiye etti' diyerek selamımızı iletin...Bodrum'un hareketlenmeye başladığı şu günlerde tatilciler, yazlıkçılar, deniz ve eğlence düşkünleri için bayram öncesi hızlandırılmış bir tur gerçekleştirdik.

Mesafeleri düşünerek arabamıza atladık çıktık yola... Aklımızda Bodrum'un masmavi sularıyla tüm günümüzü yolda geçirip akşama doğru Türkbükü'ne geçtik. İstanbul'da kapılarını kapatıp Bodrum'a sezonluk geçiş yapan mekanlar, geçen sene olanlar bu sene olmayanlar ve yeni açılanlar listesi yapıp bizi heyecanla karşılayan işletme sahiplerini ziyaret ettik. Yayınlarımız sırasında bilgi sahibi olup da bizi davet edenleri de gözden kaçırmadık ve size güzel bir Bodrum rotası çizdik.

Ertesi gün ise Türkbükü'nü sıradan gezdik. Bizi kapıda karşılayanlar, hummalı bir hazırlık içinde olup bayrama yetişmek için çabalayanlar arasından geccemekan takipçilerinin yeme- içme ve eğlence ihtiyaçlarını karşılayabilecek elit mekanları hızlıca sıralıyoruz...

Türkbükü'ne Divan Bodrum ile adım attık. Lüks ve sadeliği bir arada yaşatarak misafirlerinin konforu ve memnuniyeti için her türlü imkanı sunuyor... İsterseniz özel ahşap iskelesinde güneşlenip denizin tadını çıkarabilir isterseniz havuzbaşında kokteyllerin tadına varabilirsiniz. Divan kalitesi ve farkı ile hazırlanan menüdeki seçenekler şefler tarafından itinayla sunuluyor...


Sess'te bizi karşılayan mekan müdürü Cemil bey adeta bir sosyal medya fenomeni! Hızına biz bile yetişemedik... Mekandan anında canlı paylaşımlar yapan gençlerin C.A abisi ile kısa bir sohbet gerçekleştirdik. Sess Nişantaşı'ndaki kapalı mekanının aksine Türkbükü'nde sereserpe bir gecce kulübü! Localar şimdiden çok özel isimlere ayrılmış. Müdavimleri iş adamları, tanıdık simalar ve yaş ortalaması yok :) Sadece Türkçe müzik çalması her yaştan kesime hitap etmesi açısından büyük avantaj!

Mavi Suite, huzur veren geniş özel suite odaları ve yemyeşil bahçesi ile sizleri bekliyor. Türbükü'nün tam merkezinde, butik otel, plaj ve restoran Arnavutköy Balıkçısı) ile hizmet veriyor. Cemal Bey, yeni sezon için bu sene de oldukça iddialı...

Oldukça genç ve 7/24 işinin başında bir patron Erdi Yazıcı! Enerjisi, dekorasyona yansıttığı ruhu, Galen Hotel & Beach, isminin ifade ettiği gibi sakinlik ve dinginliği sağlıyor. Renkler, desenler, perdeler, buddha ve Erdi Bey'in kişisel çalışma odasındaki tabloları ile biz neye uğradığımızı şaşırdık. Sahil boyunca yürüdüğümüzü unuttuk, yoga mı yaptık ne olduk da biz bu kadar huzuru bulduk diye düşünür olduk. Oda sayısı az, rezervasyon için geç kalmayın. Konaklamasanız bile mutlaka beach kısmına, taze ve doğal ürünlerle hazırlanan lezzetlerine ve özellikle bar kısmında hazırlanan eğlenceli kokteyllere yetişin derim :)

Gün içinde sağladığı huzuru, akşam saatlerinde adeta Yunan adalarındaymışcasına yaşayabileceğiniz eğlenceli bir gecce atmosferine dönüştürüyor!


Bodrum Mantı'yı anlatmaya gerek var mı? Adı üstünde Bodrum'a ait, yerel ve muhteşem bir lezzet... Ekip geccemekan'ı sevinçle karşılarken daha biz hiçbir şey demeden meşhur mantılarından ikram ettiler. Mutlaka denemelisiniz, tadı hala damağımızda! Hemen yanında yer alan Çilek Beach'in müziğinin huzur, sakinlik ve lezzeti ön planda tutan Bodrum Mantı'daki dinginliğe yakışmadığını söylemek isteriz...

Çilek Beach; logosunun sevimliliği dekorasyonun ferahlığı ile gündüz saatlerinde hizmet veren beach club havasında. Bizimle ilgilenen Halil Bey'den bu sene gecceler hizmet vermeyeceklerini öğrendik. Gündüz eğlencesi için tercih edilebilir...

Hazırlık aşamasında olan, henüz inşaat halinde olan yeni bir mekan keşfettik. Müge Hanım'dan haberleri aldık. Şahsına Münhasır Meyhane olarak hizmet vereceklermiş. Beach kısmının adı ise bamboo. Bayrama yetişiyor, şimdiden hayırlı olsun!

No:81 Türkbükü'nün uzun soluklu 49 odalı oteli. İçindeDaze restoran, beach ve gecce kulübü ile hizmet veriyor.


Miam Elit bir ortamda kaliteli eğlence için Türkbükü’nün göz bebeği Miam’ı tercih etmelisiniz. Akşam yemeğini güneş batarken keyifle yerken ilerleyen saatlerde Dj performansı ile dans etmek isteyebilirsiniz. Mezeler deniz mahsulleri ağırlıklı. Ara sıcaklardan kalamar köftesi ile ahtapot kolu ızgarası damak çatlatan cinsten. Özel salataları da karın doyurucu cinsten. Eğer erken giderseniz restoranın ortasındaki barda oturup, akşamın yavaş yavaş çöküşünü izleyebilirsiniz.


Bodrum'un yerlisi tarafından işletilen nadir restoranlardan; Atılay Balık! Kapalı alanı ayrı deniz kenarı ayrı büyüleyici olan Atılay Balık'a girdiğinizde gülümseten personel ve hatta restoran sahibi Atılay Bey tarafından karşılanıyorsunuz. Samimi sıcak ve renkli bir ambiyans içinde lezzetli menüsü sizi baştan çıkarabilir. Mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız.

Türkbükü'nü gezerken hiç yorulmadık çünkü inanın bahsettiğimiz tüm mekanlardaki işletme sahipleri, ekip ve tüm personel bizleri coşkuyla ve mükemmel bir enerjiyle karşıladı. Yeni sezon Türkbükü'ne hayırlı olsun...

Adımlarımızı takip edin :)





31.5.18

Ramazanı uğurlarken;

 Kalbur Et & Kebap11 ayın sultanı ‘Ramazan’ın son haftaları geldi çattı. İftar programları nedeniyle Ramazan boyunca ziyaretlerimizi iftar sonrası ve iftar esnasında gerçekleştirip canlı çekimler yaptık, özenle hazırlanan sofraları görüntüledik. Bu hafta; şimdiye kadar yediğimiz et&kebap çeşitlerini lezzetlerine göre sıralarsak ilk 5’e girmesi garanti bir mekandaydık.
Anadolu Yakası’nın gelişen bölgesi Şerifali’de yer alan Kalbur Et&Kebap; yılların getirdiği deneyimi muhteşem bir ziyafete çeviriyor. Yalnızca ramazanın ilk birkaç gününü sakin geçiren, sonrasında ise hafta içi şirket toplantılarının, hafta sonu ise çocuklu ailelerin iftar yemeklerine ev sahipliği yapıyor.


Bizleri karşılayan ve bizzat kendisinin oluşturduğu menüsündeki lezzetler ile detaylı bilgiler veren Metin Bey’in tecrübesi ile özeni birleştiğinde müşterilerinin akıllarından çıkamayacak tatlar ortaya çıkıyor. Çok bilinen mekanların isim sahibi olan, açılışlarına kadar işletmeci yönüyle destek veren Metin bey, yeme-içme ve turizm sektöründe çekirdekten yetişmiş bir isim olmasının avantajını şimdi kendi mekanında yaşıyor. Sadece damaklarınızda değil, aklınızda ve kalbinizde de iz bırakan lezzetlerin sırrı; malzemelerin tamamen organik ve yöresel olmasından kaynaklanıyor. Etleri bizzat kendisinin seçtiği, Trakya yöresinin hayvanları ile kendi memleketi Ardahan’dan getirttiği kaz eti ustaların hünerli ellerinde en iyi pişirme teknikleriyle hazırlıyor..


Kebap çeşitlerinin yanı sıra kaz eti ve onun yağında pişen pilavının lezzeti konusunda oldukça iddialı. Döneminde Kars’tan getirilen tuzlanarak kurutulan kaz eti, İstanbul’un şartlarına uygun olarak saklanıyor ve kış aylarında müşterilerine sunuluyor. Biz de o dönemi heyecanla bekliyoruz…

İftar menüsü dışında Tereyağında havlanmış yaprak ciğer, yeşillikler ile birleşip güveçte ayran ve lavaşla sunuluyor. Kayseri’de özenle yaptırılan kayseri mantısı, mezeler, salatalar ve Kalbur’a ait başka hiçbir kebapçıda yiyemeyeceğiniz spesiyal kebaplar, steak çeşitleri… Kafes, şaşlık mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden…


Lokasyonunun merkezi konumda olmamasının bile olumsuz bir etki sağlamadığını restoranın yoğunluğundan anlayabiliyoruz. Plazaların arasında, yeşilliklerle dekore edilerek bahçe havası yaratılan bahçede ramazan sonrası haftasonu kahvaltıları ve et&kebap menüsünden seçkin lezzetleri mutlaka denemelisiniz.


Tüm çalışanlar kibar, güler yüzlü ve müşteri memnuniyeti odaklı, servis ise hızlı ve özenli. Kalabalık olmasına rağmen yemeklerde ve serviste bir eksik olmaması ise şaşırılacak bir detay… Ramazan'ın son günlerinde iftara, sonrasında ise Kalbur Et’in spesiyalleri için yemek şölenine davetlisiniz…






16.5.18

Nişantaşı'nın en'leri!

Bu hafta sizlere önerebilmek için özenle seçtiğimiz ‘Yedikçe sayıklatan mekanları’ gezerken, rotamızı Nişantaşı’na doğru çevirdik. Eğlence, yemek ve kokteylleri ile iddialı iki mekanı hedef aldık. Öncelikle Nişantaşı’nın gözbebeği City’s Alışveriş Merkezinin tam çaprazında yer alan; manzarası ve terasında yer alan rahat oturma grupları ile keyifli bir gecce yaşayabileceğiniz Frankie’yi ziyaret ettik. Sonrasında ise ‘mahalle konsepti’ ile adeta bir buluşma mekanı haline gelen yemeklerindeki lezzeti bir yana, sanata ve doğaya olan olan özeni ile fark yaratan Must’a doğru ilerledik…FRANKIE


Nişantaşı’nda Sofa Otel’in çatı katında yer alan Frankie, kaliteli yemek, yenilikçi kokteyl çeşitleri, mükemmel manzarası ile haftanın 6 günü sunduğu canlı müzik eşliğinde başbaşa romantizm ya da dostlarla eğlenceli bir gecce için birebir!


Asansör kapısı açılır açılmaz gözünüzü alan ihtişamlı dekorasyon ve güleryüzlü ekibin karşılamasının ardından önce Lounge bölümünde Frankie’ye özel bir kokteyl içtikten sonra muazzam sunumları ve lezzetleriyle hazırlanan yemeğinizi tadımlarken, canlı müziğin keyfini sürmek size çok iyi gelecek!


Gecceleri şık ambiansı, gündüz ise şehir ve Boğaz manzarası ile İstanbul’un yemek ve eğlence hayatına renk katıyor. Akşamüstleri Türkiye’nin ilk cin barı "Ten Gin Bar’’da sofistike kokteyl deneyimi, akşam yemeklerinde ise hem alacarte menü hem de ayda bir değişen mevsimine uygun ürünlerin birebir yerinden tedarik edildiği yerelden globale uzanan coğrafi işaretli menüsü, ödüllü şarap menüsü, yüksek servis kalitesi, hafta boyunca farklı konseptlerdeki canlı müzik programları ve DJ performansı ile birbirinden farklı deneyimleri yaşayabileceğiniz samimi bir ortam!


Frankie’nin her hafta değişen mönüsündeki lezzetleri tatmadıysanız bir an önce yerinizi ayırtmalısınız. Yemek kalitesi, hizmet, karşılama, müzik mükemmel. Yıllardır aynı kaliteyi koruyan Frankie’de gerçekleştirmeyi planladığımız ramazan sonrası çekimlerimizde ‘canlı müzik’ performansını sizlerle canlı canlı paylaşacağız…

MUST


Girişte bizleri karşılayan “There must be some cool people here” yazısı ile oldukça iddialı bir çekim gücü kullanan mekanın iddialı havası içeride de devam ediyor. Dekorasyonundaki şıklık sanata verdiği değer ve önemle daha elegant bir havaya bürünüyor, duvarlarındaki yağlı boya portre eserler, şık aydınlatmalarla vurgulanarak ışık oyunları eşliğinde sergileniyor.


Yeme içme dünyasının yakından tanıdığı Ercan Gümüşkaya’nın işletmeciliğini üstlendiği mekan, sabah erken saatlerden itibaren konuklarını ağırlamaya başlıyor. Frankie’ye haftasonu gidecekseniz mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririz, oldukça kalabalık olduğundan yer bulma konusunda sıkıntı çekebilirsiniz.


Nişantaşı’nın buluşma noktası haline gelen MUST, dünya mutfağından zengin lezzetlerde oldukça iddialı! Şef Kadir Aytekin imzalı, dünya mutfağından zengin lezzetlerin sunulduğu menüde başlangıçlarda Köz Patates, Ilık Karides, Levrek Salata, Somon Gravlax ve Izgara Kuşkonmaz; ana yemeklerde Ağır Ateşte Pişirilmiş Dana Yanağı, Ördek Confit, Siyah Morina Balığı; pizzada Kuşkonmazlı, Köfteli ve Mısırlı Pizza öne çıkıyor.


İsterseniz girişindeki zengin botanik bahçesine dahil olarak sokak sohbetlerine dahil olabilir, dilerseniz mekanın gizli kalmış sanatsal köşelerinde yerinizi ayırtabilirsiniz. Mahalle barı konseptinde olan Frankie, dostlarınızla kalabalık buluşmalar, kutlamalar için ideal!

4.5.18

Yedikçe sayıklatan mekanlar!

Herkes mi blogger olur? Ya da gurme? Ya da bıdı bıdı danışmanı? Ben çok mu biliyorum; evet oldukça!

Çünkü çok geziyorum, çok okuyorum ve doğru yerlerde, doğru kişilerle, doğru adreslerdeyiz!

Her gün nerede kahvaltı edelim derken, nerenin nesi güzel diye diye baktık ki km’lerce yol kateder olmuşuz ve bunu yaparken de 15 yıl boyunca yemek için gezmeyi, yazmayı, denemeyi, gurmelerle toplantılar yapmayı, restoran dergisinde yazarlık yapmayı, internet sitesinde mekan rotaları köşesini yazmayı 15 seninin içine sığdırmışım.

Yemeler, içmeler üzerine gezmeler, projeler, e tabi şişko olmalar derken...


Bendeniz Sitare, 2003 yılından beri gecce.com / geccemekan.com ailesindendim desem? Dolayısıyla mekanlarla, Gül-Kenan Erçetingöz’le büyüdüm, dergilerin ilk sayılarından itibaren editörlüğe adım attım.


Gezdiğim, yediğim  aramızda kalmasın diye burdayım! Beni takip edin :)

BEYMİRA

İstanbul’un elit semtlerinden biri olan İdealtepe’de yer alan restoran, muhteşem adalar manzaralı terası, kapalı salonu, çocuk oyun alanı ile et/kebap sevenleri ağırlıyor.

Kapıdan içeri girdiğinizde sizleri karşılayan güleryüzlü ekip ve onların kaliteli hizmet anlayışı mönüdeki lezzetlerle birleşince Beymira Kebap farkı ortaya çıkıyor.

Et sevmeyenlere bile kebabın her çeşidini en lezzetli halleriyle sunan mekan, konuklarına her mevsim ayrı bir lezzet ve rahatlık sağlıyor. Kapalı alan ve bahçe keyfi seçenekleriyle konuklarının ilgisini çekerken manzarasıyla da mest ediyor.


Yazı, kışı, baharı, gündüzü, geccesi her anı bir başka güzel olan Beymira, muhteşem lezzetlerin yanında Adalar'ı izleyerek yapılan sohbetler ve gün batımına karşı kaldırılan kadehler seçkin müziklerle ile misafirlerine keyifli anlar yaşatıyor.

Geleneksel Türk mutfağının olmazsa olmazı et yemeklerini her zaman; en taze malzeme, tescilli ustalık ve profesyonel sunum prensibiyle sizlerle buluşturuyor!

Çoğunlukla ailelerin tercih ettiği Beymira, çocukları da unutmamış! Siz arkadaşlarınızla keyifli vakit geçirirken çocuklarınızı da hijyen ve güvenliğin ön planda olduğu çocuk oyun alanına eğlenceli dakikalar geçirsin diye profesyonel oyun ablalarına emanet edebilirsiniz.

Biz tavsiye ediyoruz, siz de mutlaka deneyin; müdavimi olacaksınız.


DODO MARİN

Deniz kıyısında, Prens Adaları manzarasına hakim, benzerlerine göre devasal büyüklükte bir balık restoranı.

Kendinize ait özel bir alan yaratmak istiyorsanız kesinlikle adresiniz DODO MARİN olmalı, vazgeçemeyeceksiniz.

Kaliteli hizmeti, detaylı mönüsü, balığın memleketini gözünden anlayan Ahmet Bey’in özenle seçtiği taze balıkların lezzeti ile tanışmalısınız.


Karşınızda boylu boyunca adalar; ayaklarınızın altında denizin sonsuz huzuru ve muhteşem lezzetler.. Hepsi Dodo Marin sofralarında buluşuyor! Eşsiz güzelliği ile gün batımlarının keyifli noktası Dodo Marin, heyecanla balıkseverleri bekliyor.

Taze balıkları haricinde tadıp da çok beğendiğimiz spesiyali ‘balık böreği’ni mutlaka denemelisiniz. Çıtır hamura sarılı taze balıklar muhteşem sunumu ile damaklarınızı şenlendirecek...

Prens adalarına karşı güneşin sonsuz ufkunda balık ve deniz mahsulleri yemenin keyfini çıkarabilirsiniz. Mekanın konumuna ulaşmak ilk başta kolay olmasa da sakinliği ve gizliliği misafirlerini mest ediyor!

EL SABOR

Genç ve dinamik kadrosuyla bütünleşmiş enerji dolu modern atmosferi kapıdan içeri girer girmez dikkat çekiyor.

Mekanın maskotu olan ‘Jojo’ sizi kapıda karşılarsa korkmayın, aksine oldukça sevimli ve iri görüntüsüne rağmen oldukça canayakın…

İstanbul’da pek tadamayacağınız nadir mutfaklardan Latin Amerika lezzetlerini en güzel yansıtan mekan..


El Sabor Gastroteka, Latin Amerika konseptli restoranı ile Hispanik kültüründe iz bırakmış eşsiz lezzetleri Istanbul’a getiriyor. İsminin sonundaki “Gastroteka” ünvanını “Gastronomi” ve şarap evi anlamına gelen “Enoteka” kelimelerinin birleşiminden alan El Sabor, sosyal paylaşımlıklar olarak tasarladığı menüsüyle misafirlerine Güney Amerika’nin zenginliklerini ve ruhunu sunmayı amaçlıyor.

Kızarmış keçi peynirleri, deniz mahsullü wonton, taco’lar ve kaburga mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden. Et yemek istemeyenler için vejeteryan taco çeşitleri sizler için özel hazırlanmakta!


KULELİ YAKAMOZ

‘Benimle evlenir misin?’

Deniz kenarında değil adeta denizin üzerinde konumlanmış, sadece manzarası ile değil aynı zamanda sunum ve lezzetleri ile de iddialı mekan doğumgünü, kutlamalar, toplu iş yemekleri, iftar yemeklerine ev sahipliği yaparken en çok da ‘sürpriz evlilik tekliflerinin adresi!


Her gittiğimizde en az bir masada kalplerle donatılmış süslemeler, çiçek buketleri, gül yaprakları gördük. Genç damat adayları, evlilik teklifi için mekan çalışanları ile işbirliği yaparak ‘evet’ cevabını almak üzere heyecanla yola çıkıyor ve muhteşem bir organizasyonla ‘gelin adayı’na sürprizlerle dolu dakikalar yaşatıyorlar. Detayları çok anlatmayacağız ki günün birinde aynısı sizin başınıza gelirse gerçekten sürpriz olsun, çok şaşırın ve siz de çok mutlu olun e mi? Bu arada küçük bir sır: bahsettiğimiz sürprize ‘hayır’ diyerek masayı terkeden de olmamış değil…
Manzarası, mönüsündeki lezzetli seçenekleri ve organizasyonlardaki başarılarının yanı sıra fix mönüleri ile özel günleri (anneler günü, babalar günü, sevgililer gününü) de atlamayan mekan ramazan boyunca iftar mönüsü, sahur mönüsü ve canlı müziği ile konuklarına doya doya ramazan adetlerini yaşatıyor.

***
Sizlere Kebap, Balık, Dünya Mutfağı ve Latin Amerika’ya ait lezzetleri anlattık. Tabi anlatmakla olmaz, yaşamak gerek diyorsanız; ‘Sitare çok anlattı, biz de gelelim dedik’ diyerek çalın kapısını mekanların..

‘Kalite, lezzet, sunumda fark yaratan mekanları zevkle geziyoruz! Tek derdiniz ‘kilo almak’ olsun, takip ediniz efendim! :)




8.12.16

Melek... (dont panic)

Bir önceki yazımda başıma gelenler 3 ay önce yaşadıklarım, oanik yapmayın :)
Sinirim geçsin, nefretimi sakinlikle ifade edebileyim diye sustum, elimi klavyeye değdirmedim
ve ancak yazdım.
Taze taze başıma geldi sanılmış, herkesi panik etmişim; üzgünüm.
Yazının üzerine whatsapp'ıma arkadaşlarımdan bakıcı telefonları, tavsiyeler, kayınvalidem de dahil üstüste aramalar yağdı :)
Çooook tatlı (maşallah) bir ablamız var.. Çocuklar mutlu mes'ut yaşamaya başladı.
ve gelelim bu ablayla nasıl tanıştık :)
Bilindiği üzere yaz aylarında kafeye kitlenmiş bir şekilde 'garsonluk, aşçılık, tatlıcılık ve bazen vale, değnekçi falan filancılık' yapıyordum.
Şu dönemde hafifledi de yazılarımı bile yazmaya başladım (şekil 1 a) :)))
Burada çok güzel dostlar edindik dedim ya.
Elif hem komşumuz hem de Pavita'nın kazandırdıkları çok kıymetlilerden. Nedeni 'melek' :)
Aslında pek tanınan, çok sevilen, sanatı imrenilesi, anneliği başka güzel Eliff Karadayı
İlk geldiklerinde,
'kahve içmek istiyorum ama kahvesi az olsun' diye kurduğu cümle benim için kilit noktaydı.
 Neden mi?
Zaatalim iki çocuklu inekgillerden olunca onun da 'emziren anne' olduğunu anlamam zor olmadı :)
Çoluk çocuktan konuşurken laf dönüp dolaşıp bakıcıya gelince benim acıklı hikayem ortaya döküldü.
Telefonlarımızı aldık. 
Bakıcısına soruşturup beni bu hayattan kurtarma sözü verdi :)
Bu kadar hızlı olabileceğini hiç düşünmezken şimdiki 'melek' ablamıza kavuşturan telefon hemencecik geldi.
ve çok mutluyum ki, merhametiyle, hatta itiraf etmeliyim benden güzel yaptığı tatlılardaki marifetiyle başımın tacı 'melek' bizim çocukların ablası oldu.
Yani durum NET!
Bilmediğiniz şirketler, faso fiso. Şirketten de bulacaksanız mutlaka birisi size o şirketi ısrarla tavsiye etsin. Tavsiye derken de ('komisyon ücretinin yarısını alıyoruz, siz de zoraki memnunum yazın' dediklerinde zoraki memnuniyet yazısı ve tavsiyesi verenlere de denk gelip de yanılmamanız dileğiyle :)
Malum bu aralar her işin başı 'para''! :)




7.12.16

Çocuk Bakıcısı !?

Bizim evin Firuze'si, Simre ve Tümhan'ın Ablası uzun bir süre bizimle çalıştıktan sonra memleketine dönme kararı aldı.
Onun o kararı almasıyla Meraklı Anne yandı ! :) 
E hadi bul hemen birini.


Öyle biri ki, çocukları emanet edicem.. Fena bi karar yani.
Uzman bir şirketten yardım alayım dedim. Eş dosta sormadan önce, hemen şirkete gittim.
Orayı nerden mi buldum?
Komik :)
Daha önce bizde çalışan (başka bir şirket aracı olmuştu) Ve kameralardan geceleri ceplerimizden para çaldığını yakaladığım (bknz: fotoğraf) Zamira'nın kızı iş görüşmesine gitmişti.
Kızı da ev sahibinin takma saçlarını, kıyafetlerini çalıp giyermiş ya :)
Neyse dedim en azından şirket, yasal falan..
Her başvuran elemanı hırsız olmaz ya.. Nerden bilsinler falan filan...
Alya Danışmanlığın sahibi Şeyma Kuvan'la görüştüm.
Blog yazılarımdan beni tanırmış. Sizinle iş birliği yapalım dedi. 
Haklarında güzel bir yazı yazarsam 500 dolar olan komisyon ücretinün yarısını alacaklarını söyledi.
Oluur dedim. Bu komisyon ücreti ne işe yarar dedim.
'Elemansız kalmama' garantimmiş. 3 hakkım varmış vs vs.
Ödemeyi yaptım. 
Elemanı aldım.
Evde bir askeri hava. Çocuklar asabi. Otur, kalk, bana dokunma Simre, çekil Simre diye tepeden bakmalar falan.
Aradım, 'şeyma hanım bu abla bize olmaz, ılımlı tatlı dilli olsun. Lütfen' 
-Hay hay efendim, ama siz daha yazı yazmadınız bizimle ilgili?
-Eee? 
-öyle anlaşmıştık, komisyon ücretinin yarısını aldık.
-pardon da, ben neyi yazıcam? Siz bana eleman bulacaksınız, ben memnun kalıcam ve bu memnuniyetimi yazıcam. Olmayan hayal ürünü yazmamı mı beklediniz? 
-biz size hazır yazı yollayalım onu yazın.
-yok ben hissettklerimi yazıyorum sadece, siz elemanı verin ben de memnun kalayım tabiki yazıcam.
Ve sonra
Ortada eleman yok! 
Dalga geçer gibi 'Şimdi geliyor evde bekleyin'  dedikleri  kadınlar asla gelmedi.
Sonra da aramalarım ENGELLENDİ! Bildiğiniz engellendim.
Haksız kazanç yolu ile elde ettikleri 250 doların tamamını geri ödemelerini aksi halde ısrarla bekledikleri 'sahte olumlu yazı' yerine gerçekleri yazacağımı ve aynı zamanda da iki çocukla çalışan bir anne olarak  nasıl madur edildiğimi ve son derece amatör bir yaklaşımla nasıl oyalanıp, dolandırıldığımı belirten mesajımı çekip kendilerini bu kez ben engelledim.
Sonrasında bir kadın direk beni aradı 'eleman arıyormuşsunuz ben geleyim mi' diye.
Tabiki reddettim, sizce güvenenilir miydim?! 

Aman dikkat.

Tek tek tek tavsiyem; etrafınızdaki tanıdıklarınızın çalışanlarının yakınlarını değerlendirin. Dost tavsiyesi, referansla evinizin kapılarını güvenilir  abla, yardımcı, bakıcılara açın.

Aksi halde benim gibi maddi ve manevi zarara uğratıldığınız gibi belki de ilerleyen dönemlerde daha ciddi kayıp ve zararlara uğratılacak elemanlara maruz kalabilirsiniz.


5.12.16

Nası da bi Cengaver

"Çok gülen insana iyi davranın.
Çünkü o,
bir yerlerde hep tek başına ağlıyordur"

Hala dün gibi aklımda.
Onunla son iletişimim olduğunu sezdiğim an.. 
Boylu, poslu yakışıklı babamı kucaklayıp da ona, panik olduğumu hissettirmeden 'yoğun bakım' odasına, 
ordan da uzaklara uğurlayışım.. uğurlayışımız...
Hatırlamak istememek çare değil. 
En sıkıntılı anımda 'babamın gidişi' beynime vuruyor.
İşte o zaman işin içinden çıkamıyorum.
Gün içinde bizim kafeye gelen müşterleri güldürüp 
hatta bazen olmayan moralimden verip sonra geceleri ağladığım doğrudur.
Sesimi düzeltip telefonlara yanıt verdiğim.
Çocuklara gülümseyerek bakmaya çalışırken gözlerimin dolduğu...
Saçmasapan bi filmde ağladığım, şu özlü sözlere merak saldığım ama en çok da geceleri deliksiz uyumak istediğim doğrudur.
Benim boyumu aşan üzüntüler, kayıplar oldu.
Çok cengaver görünsem de artık alt edemez olduğumu farkettim.
Çünkü diyorum ya tam bişeye sıkılıcam;
En çok babamın gidişi karnıma vuruyor...
Mezarına gidiyorum, anlatıyorum. 
Yanımda olsan dizlerine vurur da dinlerdin beni diyorum.
Diyorum da diyorum sonra çamurlu ayakkabılarımla eve dönüyorum.
bizde herşeye annem çare olur, çözümleri o bulur, 
anlatsam benimle ağlar, sebepleri birbirine katar...
ama bazen çıkmazda oluyosun.
Yanında olanından kaçıp olmayan yanına koşuyosun.
Herşey bir yana da onu çok özledim!







17.11.16

Cafe Pavita / meraklı garson :)

Annem akıllı kadın miirim.
Erkek gibidir.
Çalışkan, hafızası süper, para hesapları muhteşem falan filan...
İş adamı görünümlü 'anne' desem yeridir.
Çoğu zaman babamın bile yaslandığı dağ, bizim için bir bağ :)
Velhasıl-ı kelam (çok havalı duruyo diye kullanayım dedim, yani uzun lafın kısası az önce öve bayıla bitiremediğim annem; Nisan ayı itibariyle kafamızı kaldıramayalım, oturup düşünerek karalar bağlamayalım, geceleri ağrıdan sızıdan uyumayalım diye bi takım işlere girişiverdi :)
Yess!

Sonunda her genç kızın hayallerini süsleyen 'bi küçük kafem olsun' fikri benim için gerçekleşmiş bulunmakta! :)
Tarih kokan semtte, altı kaval üstü şişhanevari altı kafe üstü apart 'pavita'mız var artık!
Fener Rum Patrikhanesi'nin sırasındaki mini mini kafelerin arasına konumlanmış, sağlıklı mı sağlıklı 'anne yemekleri' ile kızlarının tatlıları, salataları, içeceklerinin sunulduğu kafemizin ismi 'Pavita'!
Anlamını merak edenler için hemen açıklıyorum; İç hacmi küçük olan diğer tüm komşu dükkanlar gibi kaldırıma yayılma şeklinde oturma düzeni var bu semtte.
O yüzden bizim kafenin ismi de Latince 'kaldırım'dan geliyor.
Bu yazıyı kafe açıldıktan 7 ay sonra yazıyor olma sebebim oldukça acıklı.
Bu zaman zarfı içinde, bazen bulaşıkçılık, bazen aşçılık, bazen garsonluk ve hatta bazen housekeeping görevim dolayısıyla nefes alamaz haldeydik ailecenek :)
Burada sakarlığımdan sebep dillere destan garsonluğum, siparişleri unuttuğum hallerim ile minik bir dünyaya dahil oldum.
Açarken böyle koştur koştur, sipariş yetiştirmek için dilimiz dışarda gezeceğimiz, birbirimizle iki kelime edemeyeceğimiz aklıma gelmezdi.
Haftasonlarımız ışıl ışıl geçti, gözleri ışıldayan misafrlerimizle.
İlk başta müşteri olarak gelenler sonrasında müdavimiz oldu. Kahvaltıya gelen, yemek çeşitlerimizi merak etti tekrar geldi, zeytinyağlılarımızın müdavimi kahvaltıyı test etti, eşini dostunu aldı tekrar geldi derken öncesinde hayatımızda olmayan ama şimdilerde sık sık görüp günaydınlaştığımız ve belki günü birlikte sonlandırarak masaları topladığımız misafirlerimizle çok renkli çok tatlı bi aile olduk biz.
Annemin yemekleri zaten dillere destandı da şimdi baya baya dillerde...
Ha kıskanmıyor değillim; 'anne acıktık ne yemek var' diye gelenlerle 'oğlum, kızım doydun mu' diyen annemin diyaloğunu :)
Ben ki, arkadaşlarımın kafelerine menüler tasarlamış, reklamlarını yapmış bir zatı muhterem iken,
Henüz kendi kafemizin menüsünü yapamamış, odaların resmini bir kez bile paylaşamamış, sosyal medyayı da hakkıyla yönetebilememiş bi haldeyim ve bu yüzden de sık sık anacuğumdan azar işitiyorum :)
Kulaktan kulağa hızla yayılıyoruz. Tutmayın meraklı garsonu, siparişlerim vaaaar :)


Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...