31.5.18

Ramazanı uğurlarken;

 Kalbur Et & Kebap11 ayın sultanı ‘Ramazan’ın son haftaları geldi çattı. İftar programları nedeniyle Ramazan boyunca ziyaretlerimizi iftar sonrası ve iftar esnasında gerçekleştirip canlı çekimler yaptık, özenle hazırlanan sofraları görüntüledik. Bu hafta; şimdiye kadar yediğimiz et&kebap çeşitlerini lezzetlerine göre sıralarsak ilk 5’e girmesi garanti bir mekandaydık.
Anadolu Yakası’nın gelişen bölgesi Şerifali’de yer alan Kalbur Et&Kebap; yılların getirdiği deneyimi muhteşem bir ziyafete çeviriyor. Yalnızca ramazanın ilk birkaç gününü sakin geçiren, sonrasında ise hafta içi şirket toplantılarının, hafta sonu ise çocuklu ailelerin iftar yemeklerine ev sahipliği yapıyor.


Bizleri karşılayan ve bizzat kendisinin oluşturduğu menüsündeki lezzetler ile detaylı bilgiler veren Metin Bey’in tecrübesi ile özeni birleştiğinde müşterilerinin akıllarından çıkamayacak tatlar ortaya çıkıyor. Çok bilinen mekanların isim sahibi olan, açılışlarına kadar işletmeci yönüyle destek veren Metin bey, yeme-içme ve turizm sektöründe çekirdekten yetişmiş bir isim olmasının avantajını şimdi kendi mekanında yaşıyor. Sadece damaklarınızda değil, aklınızda ve kalbinizde de iz bırakan lezzetlerin sırrı; malzemelerin tamamen organik ve yöresel olmasından kaynaklanıyor. Etleri bizzat kendisinin seçtiği, Trakya yöresinin hayvanları ile kendi memleketi Ardahan’dan getirttiği kaz eti ustaların hünerli ellerinde en iyi pişirme teknikleriyle hazırlıyor..


Kebap çeşitlerinin yanı sıra kaz eti ve onun yağında pişen pilavının lezzeti konusunda oldukça iddialı. Döneminde Kars’tan getirilen tuzlanarak kurutulan kaz eti, İstanbul’un şartlarına uygun olarak saklanıyor ve kış aylarında müşterilerine sunuluyor. Biz de o dönemi heyecanla bekliyoruz…

İftar menüsü dışında Tereyağında havlanmış yaprak ciğer, yeşillikler ile birleşip güveçte ayran ve lavaşla sunuluyor. Kayseri’de özenle yaptırılan kayseri mantısı, mezeler, salatalar ve Kalbur’a ait başka hiçbir kebapçıda yiyemeyeceğiniz spesiyal kebaplar, steak çeşitleri… Kafes, şaşlık mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden…


Lokasyonunun merkezi konumda olmamasının bile olumsuz bir etki sağlamadığını restoranın yoğunluğundan anlayabiliyoruz. Plazaların arasında, yeşilliklerle dekore edilerek bahçe havası yaratılan bahçede ramazan sonrası haftasonu kahvaltıları ve et&kebap menüsünden seçkin lezzetleri mutlaka denemelisiniz.


Tüm çalışanlar kibar, güler yüzlü ve müşteri memnuniyeti odaklı, servis ise hızlı ve özenli. Kalabalık olmasına rağmen yemeklerde ve serviste bir eksik olmaması ise şaşırılacak bir detay… Ramazan'ın son günlerinde iftara, sonrasında ise Kalbur Et’in spesiyalleri için yemek şölenine davetlisiniz…






16.5.18

Nişantaşı'nın en'leri!

Bu hafta sizlere önerebilmek için özenle seçtiğimiz ‘Yedikçe sayıklatan mekanları’ gezerken, rotamızı Nişantaşı’na doğru çevirdik. Eğlence, yemek ve kokteylleri ile iddialı iki mekanı hedef aldık. Öncelikle Nişantaşı’nın gözbebeği City’s Alışveriş Merkezinin tam çaprazında yer alan; manzarası ve terasında yer alan rahat oturma grupları ile keyifli bir gecce yaşayabileceğiniz Frankie’yi ziyaret ettik. Sonrasında ise ‘mahalle konsepti’ ile adeta bir buluşma mekanı haline gelen yemeklerindeki lezzeti bir yana, sanata ve doğaya olan olan özeni ile fark yaratan Must’a doğru ilerledik…FRANKIE


Nişantaşı’nda Sofa Otel’in çatı katında yer alan Frankie, kaliteli yemek, yenilikçi kokteyl çeşitleri, mükemmel manzarası ile haftanın 6 günü sunduğu canlı müzik eşliğinde başbaşa romantizm ya da dostlarla eğlenceli bir gecce için birebir!


Asansör kapısı açılır açılmaz gözünüzü alan ihtişamlı dekorasyon ve güleryüzlü ekibin karşılamasının ardından önce Lounge bölümünde Frankie’ye özel bir kokteyl içtikten sonra muazzam sunumları ve lezzetleriyle hazırlanan yemeğinizi tadımlarken, canlı müziğin keyfini sürmek size çok iyi gelecek!


Gecceleri şık ambiansı, gündüz ise şehir ve Boğaz manzarası ile İstanbul’un yemek ve eğlence hayatına renk katıyor. Akşamüstleri Türkiye’nin ilk cin barı "Ten Gin Bar’’da sofistike kokteyl deneyimi, akşam yemeklerinde ise hem alacarte menü hem de ayda bir değişen mevsimine uygun ürünlerin birebir yerinden tedarik edildiği yerelden globale uzanan coğrafi işaretli menüsü, ödüllü şarap menüsü, yüksek servis kalitesi, hafta boyunca farklı konseptlerdeki canlı müzik programları ve DJ performansı ile birbirinden farklı deneyimleri yaşayabileceğiniz samimi bir ortam!


Frankie’nin her hafta değişen mönüsündeki lezzetleri tatmadıysanız bir an önce yerinizi ayırtmalısınız. Yemek kalitesi, hizmet, karşılama, müzik mükemmel. Yıllardır aynı kaliteyi koruyan Frankie’de gerçekleştirmeyi planladığımız ramazan sonrası çekimlerimizde ‘canlı müzik’ performansını sizlerle canlı canlı paylaşacağız…

MUST


Girişte bizleri karşılayan “There must be some cool people here” yazısı ile oldukça iddialı bir çekim gücü kullanan mekanın iddialı havası içeride de devam ediyor. Dekorasyonundaki şıklık sanata verdiği değer ve önemle daha elegant bir havaya bürünüyor, duvarlarındaki yağlı boya portre eserler, şık aydınlatmalarla vurgulanarak ışık oyunları eşliğinde sergileniyor.


Yeme içme dünyasının yakından tanıdığı Ercan Gümüşkaya’nın işletmeciliğini üstlendiği mekan, sabah erken saatlerden itibaren konuklarını ağırlamaya başlıyor. Frankie’ye haftasonu gidecekseniz mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneririz, oldukça kalabalık olduğundan yer bulma konusunda sıkıntı çekebilirsiniz.


Nişantaşı’nın buluşma noktası haline gelen MUST, dünya mutfağından zengin lezzetlerde oldukça iddialı! Şef Kadir Aytekin imzalı, dünya mutfağından zengin lezzetlerin sunulduğu menüde başlangıçlarda Köz Patates, Ilık Karides, Levrek Salata, Somon Gravlax ve Izgara Kuşkonmaz; ana yemeklerde Ağır Ateşte Pişirilmiş Dana Yanağı, Ördek Confit, Siyah Morina Balığı; pizzada Kuşkonmazlı, Köfteli ve Mısırlı Pizza öne çıkıyor.


İsterseniz girişindeki zengin botanik bahçesine dahil olarak sokak sohbetlerine dahil olabilir, dilerseniz mekanın gizli kalmış sanatsal köşelerinde yerinizi ayırtabilirsiniz. Mahalle barı konseptinde olan Frankie, dostlarınızla kalabalık buluşmalar, kutlamalar için ideal!

4.5.18

Yedikçe sayıklatan mekanlar!

Herkes mi blogger olur? Ya da gurme? Ya da bıdı bıdı danışmanı? Ben çok mu biliyorum; evet oldukça!

Çünkü çok geziyorum, çok okuyorum ve doğru yerlerde, doğru kişilerle, doğru adreslerdeyiz!

Her gün nerede kahvaltı edelim derken, nerenin nesi güzel diye diye baktık ki km’lerce yol kateder olmuşuz ve bunu yaparken de 15 yıl boyunca yemek için gezmeyi, yazmayı, denemeyi, gurmelerle toplantılar yapmayı, restoran dergisinde yazarlık yapmayı, internet sitesinde mekan rotaları köşesini yazmayı 15 seninin içine sığdırmışım.

Yemeler, içmeler üzerine gezmeler, projeler, e tabi şişko olmalar derken...


Bendeniz Sitare, 2003 yılından beri gecce.com / geccemekan.com ailesindendim desem? Dolayısıyla mekanlarla, Gül-Kenan Erçetingöz’le büyüdüm, dergilerin ilk sayılarından itibaren editörlüğe adım attım.


Gezdiğim, yediğim  aramızda kalmasın diye burdayım! Beni takip edin :)

BEYMİRA

İstanbul’un elit semtlerinden biri olan İdealtepe’de yer alan restoran, muhteşem adalar manzaralı terası, kapalı salonu, çocuk oyun alanı ile et/kebap sevenleri ağırlıyor.

Kapıdan içeri girdiğinizde sizleri karşılayan güleryüzlü ekip ve onların kaliteli hizmet anlayışı mönüdeki lezzetlerle birleşince Beymira Kebap farkı ortaya çıkıyor.

Et sevmeyenlere bile kebabın her çeşidini en lezzetli halleriyle sunan mekan, konuklarına her mevsim ayrı bir lezzet ve rahatlık sağlıyor. Kapalı alan ve bahçe keyfi seçenekleriyle konuklarının ilgisini çekerken manzarasıyla da mest ediyor.


Yazı, kışı, baharı, gündüzü, geccesi her anı bir başka güzel olan Beymira, muhteşem lezzetlerin yanında Adalar'ı izleyerek yapılan sohbetler ve gün batımına karşı kaldırılan kadehler seçkin müziklerle ile misafirlerine keyifli anlar yaşatıyor.

Geleneksel Türk mutfağının olmazsa olmazı et yemeklerini her zaman; en taze malzeme, tescilli ustalık ve profesyonel sunum prensibiyle sizlerle buluşturuyor!

Çoğunlukla ailelerin tercih ettiği Beymira, çocukları da unutmamış! Siz arkadaşlarınızla keyifli vakit geçirirken çocuklarınızı da hijyen ve güvenliğin ön planda olduğu çocuk oyun alanına eğlenceli dakikalar geçirsin diye profesyonel oyun ablalarına emanet edebilirsiniz.

Biz tavsiye ediyoruz, siz de mutlaka deneyin; müdavimi olacaksınız.


DODO MARİN

Deniz kıyısında, Prens Adaları manzarasına hakim, benzerlerine göre devasal büyüklükte bir balık restoranı.

Kendinize ait özel bir alan yaratmak istiyorsanız kesinlikle adresiniz DODO MARİN olmalı, vazgeçemeyeceksiniz.

Kaliteli hizmeti, detaylı mönüsü, balığın memleketini gözünden anlayan Ahmet Bey’in özenle seçtiği taze balıkların lezzeti ile tanışmalısınız.


Karşınızda boylu boyunca adalar; ayaklarınızın altında denizin sonsuz huzuru ve muhteşem lezzetler.. Hepsi Dodo Marin sofralarında buluşuyor! Eşsiz güzelliği ile gün batımlarının keyifli noktası Dodo Marin, heyecanla balıkseverleri bekliyor.

Taze balıkları haricinde tadıp da çok beğendiğimiz spesiyali ‘balık böreği’ni mutlaka denemelisiniz. Çıtır hamura sarılı taze balıklar muhteşem sunumu ile damaklarınızı şenlendirecek...

Prens adalarına karşı güneşin sonsuz ufkunda balık ve deniz mahsulleri yemenin keyfini çıkarabilirsiniz. Mekanın konumuna ulaşmak ilk başta kolay olmasa da sakinliği ve gizliliği misafirlerini mest ediyor!

EL SABOR

Genç ve dinamik kadrosuyla bütünleşmiş enerji dolu modern atmosferi kapıdan içeri girer girmez dikkat çekiyor.

Mekanın maskotu olan ‘Jojo’ sizi kapıda karşılarsa korkmayın, aksine oldukça sevimli ve iri görüntüsüne rağmen oldukça canayakın…

İstanbul’da pek tadamayacağınız nadir mutfaklardan Latin Amerika lezzetlerini en güzel yansıtan mekan..


El Sabor Gastroteka, Latin Amerika konseptli restoranı ile Hispanik kültüründe iz bırakmış eşsiz lezzetleri Istanbul’a getiriyor. İsminin sonundaki “Gastroteka” ünvanını “Gastronomi” ve şarap evi anlamına gelen “Enoteka” kelimelerinin birleşiminden alan El Sabor, sosyal paylaşımlıklar olarak tasarladığı menüsüyle misafirlerine Güney Amerika’nin zenginliklerini ve ruhunu sunmayı amaçlıyor.

Kızarmış keçi peynirleri, deniz mahsullü wonton, taco’lar ve kaburga mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden. Et yemek istemeyenler için vejeteryan taco çeşitleri sizler için özel hazırlanmakta!


KULELİ YAKAMOZ

‘Benimle evlenir misin?’

Deniz kenarında değil adeta denizin üzerinde konumlanmış, sadece manzarası ile değil aynı zamanda sunum ve lezzetleri ile de iddialı mekan doğumgünü, kutlamalar, toplu iş yemekleri, iftar yemeklerine ev sahipliği yaparken en çok da ‘sürpriz evlilik tekliflerinin adresi!


Her gittiğimizde en az bir masada kalplerle donatılmış süslemeler, çiçek buketleri, gül yaprakları gördük. Genç damat adayları, evlilik teklifi için mekan çalışanları ile işbirliği yaparak ‘evet’ cevabını almak üzere heyecanla yola çıkıyor ve muhteşem bir organizasyonla ‘gelin adayı’na sürprizlerle dolu dakikalar yaşatıyorlar. Detayları çok anlatmayacağız ki günün birinde aynısı sizin başınıza gelirse gerçekten sürpriz olsun, çok şaşırın ve siz de çok mutlu olun e mi? Bu arada küçük bir sır: bahsettiğimiz sürprize ‘hayır’ diyerek masayı terkeden de olmamış değil…
Manzarası, mönüsündeki lezzetli seçenekleri ve organizasyonlardaki başarılarının yanı sıra fix mönüleri ile özel günleri (anneler günü, babalar günü, sevgililer gününü) de atlamayan mekan ramazan boyunca iftar mönüsü, sahur mönüsü ve canlı müziği ile konuklarına doya doya ramazan adetlerini yaşatıyor.

***
Sizlere Kebap, Balık, Dünya Mutfağı ve Latin Amerika’ya ait lezzetleri anlattık. Tabi anlatmakla olmaz, yaşamak gerek diyorsanız; ‘Sitare çok anlattı, biz de gelelim dedik’ diyerek çalın kapısını mekanların..

‘Kalite, lezzet, sunumda fark yaratan mekanları zevkle geziyoruz! Tek derdiniz ‘kilo almak’ olsun, takip ediniz efendim! :)




8.12.16

Melek... (dont panic)

Bir önceki yazımda başıma gelenler 3 ay önce yaşadıklarım, oanik yapmayın :)
Sinirim geçsin, nefretimi sakinlikle ifade edebileyim diye sustum, elimi klavyeye değdirmedim
ve ancak yazdım.
Taze taze başıma geldi sanılmış, herkesi panik etmişim; üzgünüm.
Yazının üzerine whatsapp'ıma arkadaşlarımdan bakıcı telefonları, tavsiyeler, kayınvalidem de dahil üstüste aramalar yağdı :)
Çooook tatlı (maşallah) bir ablamız var.. Çocuklar mutlu mes'ut yaşamaya başladı.
ve gelelim bu ablayla nasıl tanıştık :)
Bilindiği üzere yaz aylarında kafeye kitlenmiş bir şekilde 'garsonluk, aşçılık, tatlıcılık ve bazen vale, değnekçi falan filancılık' yapıyordum.
Şu dönemde hafifledi de yazılarımı bile yazmaya başladım (şekil 1 a) :)))
Burada çok güzel dostlar edindik dedim ya.
Elif hem komşumuz hem de Pavita'nın kazandırdıkları çok kıymetlilerden. Nedeni 'melek' :)
Aslında pek tanınan, çok sevilen, sanatı imrenilesi, anneliği başka güzel Eliff Karadayı
İlk geldiklerinde,
'kahve içmek istiyorum ama kahvesi az olsun' diye kurduğu cümle benim için kilit noktaydı.
 Neden mi?
Zaatalim iki çocuklu inekgillerden olunca onun da 'emziren anne' olduğunu anlamam zor olmadı :)
Çoluk çocuktan konuşurken laf dönüp dolaşıp bakıcıya gelince benim acıklı hikayem ortaya döküldü.
Telefonlarımızı aldık. 
Bakıcısına soruşturup beni bu hayattan kurtarma sözü verdi :)
Bu kadar hızlı olabileceğini hiç düşünmezken şimdiki 'melek' ablamıza kavuşturan telefon hemencecik geldi.
ve çok mutluyum ki, merhametiyle, hatta itiraf etmeliyim benden güzel yaptığı tatlılardaki marifetiyle başımın tacı 'melek' bizim çocukların ablası oldu.
Yani durum NET!
Bilmediğiniz şirketler, faso fiso. Şirketten de bulacaksanız mutlaka birisi size o şirketi ısrarla tavsiye etsin. Tavsiye derken de ('komisyon ücretinin yarısını alıyoruz, siz de zoraki memnunum yazın' dediklerinde zoraki memnuniyet yazısı ve tavsiyesi verenlere de denk gelip de yanılmamanız dileğiyle :)
Malum bu aralar her işin başı 'para''! :)




7.12.16

Çocuk Bakıcısı !?

Bizim evin Firuze'si, Simre ve Tümhan'ın Ablası uzun bir süre bizimle çalıştıktan sonra memleketine dönme kararı aldı.
Onun o kararı almasıyla Meraklı Anne yandı ! :) 
E hadi bul hemen birini.


Öyle biri ki, çocukları emanet edicem.. Fena bi karar yani.
Uzman bir şirketten yardım alayım dedim. Eş dosta sormadan önce, hemen şirkete gittim.
Orayı nerden mi buldum?
Komik :)
Daha önce bizde çalışan (başka bir şirket aracı olmuştu) Ve kameralardan geceleri ceplerimizden para çaldığını yakaladığım (bknz: fotoğraf) Zamira'nın kızı iş görüşmesine gitmişti.
Kızı da ev sahibinin takma saçlarını, kıyafetlerini çalıp giyermiş ya :)
Neyse dedim en azından şirket, yasal falan..
Her başvuran elemanı hırsız olmaz ya.. Nerden bilsinler falan filan...
Alya Danışmanlığın sahibi Şeyma Kuvan'la görüştüm.
Blog yazılarımdan beni tanırmış. Sizinle iş birliği yapalım dedi. 
Haklarında güzel bir yazı yazarsam 500 dolar olan komisyon ücretinün yarısını alacaklarını söyledi.
Oluur dedim. Bu komisyon ücreti ne işe yarar dedim.
'Elemansız kalmama' garantimmiş. 3 hakkım varmış vs vs.
Ödemeyi yaptım. 
Elemanı aldım.
Evde bir askeri hava. Çocuklar asabi. Otur, kalk, bana dokunma Simre, çekil Simre diye tepeden bakmalar falan.
Aradım, 'şeyma hanım bu abla bize olmaz, ılımlı tatlı dilli olsun. Lütfen' 
-Hay hay efendim, ama siz daha yazı yazmadınız bizimle ilgili?
-Eee? 
-öyle anlaşmıştık, komisyon ücretinin yarısını aldık.
-pardon da, ben neyi yazıcam? Siz bana eleman bulacaksınız, ben memnun kalıcam ve bu memnuniyetimi yazıcam. Olmayan hayal ürünü yazmamı mı beklediniz? 
-biz size hazır yazı yollayalım onu yazın.
-yok ben hissettklerimi yazıyorum sadece, siz elemanı verin ben de memnun kalayım tabiki yazıcam.
Ve sonra
Ortada eleman yok! 
Dalga geçer gibi 'Şimdi geliyor evde bekleyin'  dedikleri  kadınlar asla gelmedi.
Sonra da aramalarım ENGELLENDİ! Bildiğiniz engellendim.
Haksız kazanç yolu ile elde ettikleri 250 doların tamamını geri ödemelerini aksi halde ısrarla bekledikleri 'sahte olumlu yazı' yerine gerçekleri yazacağımı ve aynı zamanda da iki çocukla çalışan bir anne olarak  nasıl madur edildiğimi ve son derece amatör bir yaklaşımla nasıl oyalanıp, dolandırıldığımı belirten mesajımı çekip kendilerini bu kez ben engelledim.
Sonrasında bir kadın direk beni aradı 'eleman arıyormuşsunuz ben geleyim mi' diye.
Tabiki reddettim, sizce güvenenilir miydim?! 

Aman dikkat.

Tek tek tek tavsiyem; etrafınızdaki tanıdıklarınızın çalışanlarının yakınlarını değerlendirin. Dost tavsiyesi, referansla evinizin kapılarını güvenilir  abla, yardımcı, bakıcılara açın.

Aksi halde benim gibi maddi ve manevi zarara uğratıldığınız gibi belki de ilerleyen dönemlerde daha ciddi kayıp ve zararlara uğratılacak elemanlara maruz kalabilirsiniz.


5.12.16

Nası da bi Cengaver

"Çok gülen insana iyi davranın.
Çünkü o,
bir yerlerde hep tek başına ağlıyordur"

Hala dün gibi aklımda.
Onunla son iletişimim olduğunu sezdiğim an.. 
Boylu, poslu yakışıklı babamı kucaklayıp da ona, panik olduğumu hissettirmeden 'yoğun bakım' odasına, 
ordan da uzaklara uğurlayışım.. uğurlayışımız...
Hatırlamak istememek çare değil. 
En sıkıntılı anımda 'babamın gidişi' beynime vuruyor.
İşte o zaman işin içinden çıkamıyorum.
Gün içinde bizim kafeye gelen müşterleri güldürüp 
hatta bazen olmayan moralimden verip sonra geceleri ağladığım doğrudur.
Sesimi düzeltip telefonlara yanıt verdiğim.
Çocuklara gülümseyerek bakmaya çalışırken gözlerimin dolduğu...
Saçmasapan bi filmde ağladığım, şu özlü sözlere merak saldığım ama en çok da geceleri deliksiz uyumak istediğim doğrudur.
Benim boyumu aşan üzüntüler, kayıplar oldu.
Çok cengaver görünsem de artık alt edemez olduğumu farkettim.
Çünkü diyorum ya tam bişeye sıkılıcam;
En çok babamın gidişi karnıma vuruyor...
Mezarına gidiyorum, anlatıyorum. 
Yanımda olsan dizlerine vurur da dinlerdin beni diyorum.
Diyorum da diyorum sonra çamurlu ayakkabılarımla eve dönüyorum.
bizde herşeye annem çare olur, çözümleri o bulur, 
anlatsam benimle ağlar, sebepleri birbirine katar...
ama bazen çıkmazda oluyosun.
Yanında olanından kaçıp olmayan yanına koşuyosun.
Herşey bir yana da onu çok özledim!







17.11.16

Cafe Pavita / meraklı garson :)

Annem akıllı kadın miirim.
Erkek gibidir.
Çalışkan, hafızası süper, para hesapları muhteşem falan filan...
İş adamı görünümlü 'anne' desem yeridir.
Çoğu zaman babamın bile yaslandığı dağ, bizim için bir bağ :)
Velhasıl-ı kelam (çok havalı duruyo diye kullanayım dedim, yani uzun lafın kısası az önce öve bayıla bitiremediğim annem; Nisan ayı itibariyle kafamızı kaldıramayalım, oturup düşünerek karalar bağlamayalım, geceleri ağrıdan sızıdan uyumayalım diye bi takım işlere girişiverdi :)
Yess!

Sonunda her genç kızın hayallerini süsleyen 'bi küçük kafem olsun' fikri benim için gerçekleşmiş bulunmakta! :)
Tarih kokan semtte, altı kaval üstü şişhanevari altı kafe üstü apart 'pavita'mız var artık!
Fener Rum Patrikhanesi'nin sırasındaki mini mini kafelerin arasına konumlanmış, sağlıklı mı sağlıklı 'anne yemekleri' ile kızlarının tatlıları, salataları, içeceklerinin sunulduğu kafemizin ismi 'Pavita'!
Anlamını merak edenler için hemen açıklıyorum; İç hacmi küçük olan diğer tüm komşu dükkanlar gibi kaldırıma yayılma şeklinde oturma düzeni var bu semtte.
O yüzden bizim kafenin ismi de Latince 'kaldırım'dan geliyor.
Bu yazıyı kafe açıldıktan 7 ay sonra yazıyor olma sebebim oldukça acıklı.
Bu zaman zarfı içinde, bazen bulaşıkçılık, bazen aşçılık, bazen garsonluk ve hatta bazen housekeeping görevim dolayısıyla nefes alamaz haldeydik ailecenek :)
Burada sakarlığımdan sebep dillere destan garsonluğum, siparişleri unuttuğum hallerim ile minik bir dünyaya dahil oldum.
Açarken böyle koştur koştur, sipariş yetiştirmek için dilimiz dışarda gezeceğimiz, birbirimizle iki kelime edemeyeceğimiz aklıma gelmezdi.
Haftasonlarımız ışıl ışıl geçti, gözleri ışıldayan misafrlerimizle.
İlk başta müşteri olarak gelenler sonrasında müdavimiz oldu. Kahvaltıya gelen, yemek çeşitlerimizi merak etti tekrar geldi, zeytinyağlılarımızın müdavimi kahvaltıyı test etti, eşini dostunu aldı tekrar geldi derken öncesinde hayatımızda olmayan ama şimdilerde sık sık görüp günaydınlaştığımız ve belki günü birlikte sonlandırarak masaları topladığımız misafirlerimizle çok renkli çok tatlı bi aile olduk biz.
Annemin yemekleri zaten dillere destandı da şimdi baya baya dillerde...
Ha kıskanmıyor değillim; 'anne acıktık ne yemek var' diye gelenlerle 'oğlum, kızım doydun mu' diyen annemin diyaloğunu :)
Ben ki, arkadaşlarımın kafelerine menüler tasarlamış, reklamlarını yapmış bir zatı muhterem iken,
Henüz kendi kafemizin menüsünü yapamamış, odaların resmini bir kez bile paylaşamamış, sosyal medyayı da hakkıyla yönetebilememiş bi haldeyim ve bu yüzden de sık sık anacuğumdan azar işitiyorum :)
Kulaktan kulağa hızla yayılıyoruz. Tutmayın meraklı garsonu, siparişlerim vaaaar :)


Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...