20.11.15

Nisan 2015

Yine Datça'dayız Sinem, Simre ve ben.
İstanbul'u öyle sevmiyorum ki; dönüş tarihimizi sürekli geciktiriyorum.
Ablam söyleniyor 'dönün artık' diye.
10 Nisan'da dönüyoruz İstanbul'a.
Babam yan apartmanda.
Onlara yemeğe gidiyorum.
Köfte, patates en sevdiği yemek.
Artık eve geçelim diyorum.
Annem de arkamızdan dışarı çıkıyor.
15 dakika sonra babamın bakıcısı arıyor 'gelir misiniz, babanız fena oldu'.
Saniyeler içinde yanındayım.
Babamın iki gözü de kendi etrafında dönüyor. Çok hızlı. Kontrolü dışında.
O an duyduklarım son sözleri olucakmış. 'kurtar beni kızım'..
Ambulans, annem, Hasan arıyorum hepsini.
Ama durum bi garip, beklenemez halde.
Yaşar'la Babamı kucaklıyoruz. Kusmaya başlıyor.
O an onu son görüşüm ve duyuşum olabileceğini aklımdan çıkarmaya çalışıp Acıbadem Bakırköy'ün aciline götürüyoruz.
Gidiş o gidiş.
Hepimiz için cehennemin kapısından giriyoruz.


Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...