27.7.18

Ah Meos!

Bugün biraz mitolojik hikaye ile acıklı bir aşk hikayesinden bahsetmek istedim. Sonu nereye ve kime varacak okuyun, bakalım…Poseidon’un oğlu Triton’un büyük aşkı Meos…

Babasıyla birlikte denizlerin koruyuculuğunu üstlenen Triton’a intikam tanrıçası Ultio’nun aşık olması Meos ile Triton’un aşkının imkansız hale gelmesine hatta Meos’un sonuna sebep olur…

Hikaye bu ya; Meos, kıyıdan denizi izlerken altı balık üstü insan Triton’un dikkatini çeker. Öyle güzel bir kadındır ki, hayranlık uyandırmaması mümkün olmayan… Beyaz teni, altın sarısı saçları ile ilk görüşte kendine aşık eder…


Tanrılar yasasına aykırı bu aşk, intikam tanrısı Ultio’nun kulağına gidene kadar mutluluk içinde gizlice yaşanır. Bir gün Meos, Triton’a daha yakın olabilmek için kendisini bir balığa dönüştürmesini teklif eder. Bu şekilde ona her an daha yakın olabilecek ve kimse bu aşkı farkedemeyecektir. Triton, Meos'u bir balığa çevirir. Öyle güzel bir balık olur ki, rengarenk, ışıklar saçan… Ultio, kıskançlık krizine girer ve Meos'u gizlice kaçırıp Poseidon'a teslim eder ve yasak aşkı anlatır. Poseidon, oğlunun tanrıların yasalarını çiğnemesine çok sinirlenir ve diğer tanrılar arasında küçük düşeceğini düşünerek; Meos'u; konuşamayan, sıradan gibi görünen ama tadı lezzetli bir balık haline dönüştürür. Bununla da kalmayan Poseidon, oğlunun Meos'u bulmasını engelleyebilmek için asasını yere vurup depremler yaratarak denizleri birbirine karıştırır.

O günden sonra Meos hangi denizdedir bilinmez. Onu diğer balıklardan ayırt etmenin tek lezzetidir, bunu öğrenmenin tek yolu da ona kıyıp tadına bakmaktır. Hasretiyle yanıp tutuşan Triton, ona kıyabilir mi? Kıyamadığı gibi de bir daha asla göremez. Aynı denizlerde birbirlerini bilemeden yüzen aşık balıklar olarak hayatlarını sürdürürler…


Tarih boyunca balıkçılar tuttukları her balığı Meos olarak görürler ve aşkına saygı gösterirler.

İşte bu ismi keşfedip de Meos ile Triton’un imkansız aşkının hatrına saygı duyarak bu isimle açılan bir balıkçı var ki…
İşlerini gerçekten aşk’la yapıyorlar ve sadece müşteriye değil yaptıkları işe de saygı ve sevgiyi sonsuz sunuyorlar…
Meos, Florya’da kebapçıların arasından sıyrılan enfes bir balıkçı!

Bölge olarak daha çok et ve kebap restoranlarının yer aldığı Florya’da kısa zaman önce muhteşem manzarası ve organik lezzetleri ile açık ara fark atan bir balıkçı…


Kendi arazilerinde yetiştirdikleri zeytinlerden elde ettikleri zeytinyağı ile hazırlanan mezeler, Cunda’dan gelen sebzeler ile İstanbul’da Ege lezzetlerinin tadına varabilirsiniz.

Çocuklu ailelerin rahatlıkla oyun ablalı çocuk oyun odasına çocuklarını emanet edecekleri Meos’ta; balık köftesi, levrek pane ve karides mantısı gibi lezzetleri çocuklar için lezzetli birer alternatif olacaktır. Ayrıca size küçük bir tüyo; yemeği zor yiyen çocuklarınız için ‘bak uçak geçiyor, aç ağzını’ demenin tam da yeri. Çünkü gerçekten uçakların geçiyor.

Yalnızca Ege’deki balıkçılarda tadabileceğiniz sıcak ot lezzetleri, Girit kabağı ve organik Ege ürünleri muhteşem manzara eşliğinde sıcak, samimi ve özverili ekibin ellerinden sunuluyor.

Ayrıca haftasonu serpme olarak sunulan kahvaltıları da dillere destan… Neden mi? Market ürünleri değil de o yüzden… Hepsi tamamen organik ve Ege’den, tarladan... Börekler, çörekler ve kahvaltılıklarla kahvaltı sefası sürebilirsiniz…


Denizin havasını içinize çekerken, manzaraya karşı rakınızı yudumlayabilir ve dostlarınızı evinizde ağırlıyormuş gibi rahat olabilirsiniz çünkü burada müşteri değil misafir gibi ağırlanıyor olacağınızdan emin olabilirsiniz.

Meos’un kaliteli manzarası ve lezzetli yemeklerinin yanı sıra burada sağlanabilecek etkinlik ve davetler ile ilgili bizlerle de iletişime geçebileceğiniz gibi bayanlara özel günler, arkadaş toplantıları, doğum günleri ve iş toplantıları gerçekleştirebilirsiniz…




3.7.18

Etnik Lezzetler!

Muhteşem manzarası ve gösterişli dekorasyonu ile göz kamaştıran Zeferan Restoran, Ajwa Otel’in en üst katında yer alıyor. Tarihi Yarımada'yı ve Prens Adaları'nın gören muhteşem deniz manzarasıyla, haftanın yedi günü 07.00 ile 24.00 saatleri arasında farklı tatları denemeyi seven ve Azerbaycan mutfağı düşkünü hem otel misafirlerini hem de dışarıdan gelen ziyaretçilerini ağırlıyor.
Azerbaycan mutfağının çeşitliliğini ve lezzetli mutfak kültürünü İstanbul’da hakkıyla temsil eden en iddialı ve belki de tek adres olduğunu söyleyebiliriz.

Burada dikkatimizi çeken en önemli detay; hoş geldin isimli ortaya gelen meze ve soğuk çeşitlerinin dostlar arasında paylaşılarak özellikle paylaşımcılığa ve bir arada olunmanın ne kadar ince ve derin bir husus olduğuna değinilmesi oldu. Ortaya gelen her yemek, pilav masadaki misafirler arasında sohbet eşliğinde paylaşılıyor..


Spesiyal lezzetleri arasında Lüle kebabı, tike kebabı gibi en geleneksel usulle hazırlanan özel kebaplar, pilav çeşitleri, Hazar Denizi’nin bereketini yansıtan balık yemekleri, kutab, kükü, düşbere çorbası gibi hiçbir restoranda kolay kolay rastlayamayacağınız çeşitlilikteki geleneksel Azerbaycan yemeklerine rastlayabilirsiniz. Zeferan’da özel hazırlanan taze meyve suları, Osmanlı şerbetleri ve alkolsüz kokteyllerin benzerlerini hiçbir yerde tadamayacağınızdan eminiz, deneyin içiniz ferahlayacak ve taze organik içecekler sizde detox etkisi yaratacak…

Bizce sadece pilav çeşitlerini bile denemek için gidebileceğiniz özellikle bir restoran. Perde pilavı şeklinde yine ortaya sunulan pilavı daha tatmadan mis gibi tereyağı kokusu iştahınızı açacak ve iyi ki buradayım demenize sebep olacak. Tattığınızda ise ne demek istediğimizi çok iyi anlayacaksınız. ☺


Manzara ve lezzetin nadiren bir arada bulunduğu mekanlardan; kesinlikle tavsiye ediyoruz…

Zeferan’da hakkıyla temsil edilen Azerbaycan mutfağı hakkında:
Çeşit bolluğu ile doğal malzemeler kullanılarak yapılan yemekleriyle ünlü Azerbaycan mutfağı bu zenginliğini bulunduğu bereketli coğrafyaya borçludur. Bütün yıl boyunca taze sebze ve meyvelerin bulunması, bölgelerin farklı coğrafi koşullarının getirdiği ürün çeşitliliği, bunların tek başına ya da başka ürünlerle birlikte uyumlu bir biçimde kullanılması Azerbaycan mutfağının zenginliğini yaratmıştır. Sadece ürün zenginliği değil, aynı zamanda çok değişik pişirme teknikleri ile bakır kazanlar, siniler, çömçeler (kepçe) gibi kullanılan mutfak gereçlerinin çeşitliliği de Azerbaycan mutfağını benzersiz kılan unsurlardan. Azerbaycan mutfak kültürü deyince komşu ve kardeş halkların mutfağının etkisinden de söz etmeden olmaz. Geçmişi yüzyıllara dayanan İpek Yolu üzerindeki ticaret sayesinde Azerbaycan’a komşu olan Kafkas boyları, Türkiye, İran, Arap, Çin ve Hint mutfak kültürleri etkileşim içerisinde harmanlanarak, çok boyutlu ve zengin bir mutfak kültürünün doğmasına vesile olmuştur. Bugün Azerbaycan mutfağına mahsus dolma çeşitleri, pilavlar, haş, bozbaş, çığırtma, çorba vb. yemeklere yukarıda andığımız halkların mutfağında da rastlamak mümkün.


Türk dünyası mutfak kültüründe seçkin bir yeri olan geleneksel Azerbaycan yemekleri genellikle etli, sebzeli, sütlü, hamur işli yemekler, pilavlar, kebaplar ve çorbalardan oluşmakta. Aynı türe ait yiyeceklerin pek çok çeşidinin olmasıyla dikkat çeken Azerbaycan mutfağında otuzdan fazla dolma ve sarma, elliden fazla da pilav çeşidinin olduğu biliniyor. Pilavın olmazsa olmaz eşlikçisi ise birbirinden lezzetli ve ferahlatıcı şerbetler. Gandab, kayısı, safran, iskanjabi, gül ve nar, khoshab, nane, reyhan, sumak ve daha onlarcasını sayabileceğimiz zenginlikteki şerbetler, eşlik ettiği yemeğin nefasetini artırıyor.


Kebaplarının lezzeti ve çeşitliliği ile ünlü geleneksel Azerbaycan mutfağında koyun eti bolca kullanılmakta; bunun yanında sıra da “mal eti” denilen sığır (dana) eti ile kanatlı hayvanların etleriyle av kuşlarından yapılan yemekler de oldukça çeşitli. Hem etin hem de balığın kullanıldığı az sayıdaki mutfaklardan biri olan Azerbaycan mutfağı bu zenginliğini Hazar Denizi’ne borçlu. Hazar Denizi’nin bereketli sularında bulunan morina gibi lezzetli balık türleri ve havyar da bu bölgenin mutfağında sıklıkla kullanılıyor. Azerbaycan mutfağında “lüle kebabı”, “tike kebabı”, “haşıl” ,”umaç”, “hengel”, “düşbere”, “erişte” gibi hamur ve et yemekleri öne çıksa da, bu mutfağın en önemli öğelerinden biri de taze olarak doğranmadan tüketilen yeşillikler. Kahvaltı dahil olmak üzere tüm öğünlerde bolca tüketilen kişniş, tere, reyhan gibi yeşillikler, sofraların hem süsü, hem lezzeti hem de şifası

29.6.18

Kebabın Efsanesi! Develi

1966 yılında Samatya’da açıldığı günden beri lezzet severlerin uğrak yeri olan Develi’nin kurucusu Arif Develi, çocuk yaşta başladığı mesleğini şimdilerde iki oğlu Nuri ve Ali Develi’ye devrederek Develi’nin oğulları tarafından profesyonel anlamda geleceğe taşınmasını gururla izliyor.
Sizler için Develi’nin Florya şubesini ziyaret ettik. Geniş kapalı alanı, bahçesi ve terası ile hizmet veren Florya Develi’nin dekorasyonu girişten itibaren göz kamaştırıyor. Girişi, ön salon, bahçe, teras ve hatta tuvaletlerdeki aydınlatmalar, aynalar ve dekoratif objeler ile şıklığı ve ihtişamı dillere destan.


Burası diğer şubelerden farklı olarak aynı zamanda düğün, nişan ve sünnet gibi organizasyonlara da ev sahibi yapabiliyor. Kapalı alanlarında bölünebilen toplantı salonlarında iş yemekleri, davetler ve toplantılarınızı gerçekleştirebileceğiniz gibi geniş çocuk oyun odası ve güler yüzlü oyun ablaları eşliğinde çocuk doğum günleri de organize edebilirsiniz.


Develi’nin ‘mutfak koordinatörü Dinçer Usta’dan kebapların lezzetinin sırrı, Develi’nin tarihi ve Arif Bey’in reçetesi ile kendi ustalığını katarak sundukları menü hakkında bilgi aldık. Bizler için Antep fıstıklı kebabı muhteşem bir sunum ile hazırlatan ustamızdan aldığımız en önemli detay; Türkiye’de ‘fıstıklı kebabı’ keşfeden ve patentini alan ismin Arif Develi olduğunu öğrenmemiz oldu…


Antep mutfağının lezzetlerini kendi ustalığıyla renklendirerek oluşturduğu reçetesi tüm Develi şubelerinde aynı lezzetle sunulurken, ünlü fıstıklı kebabının tamamen Arif Bey tarafından keşfedildiğini sizler de biliyor muydunuz? Gerçi Develi’deki fıstıklı kebabın isminin ‘kebaplı fıstık’ olması gerektiğini kesinlikle belirtmem gerekiyor! Fıstıklar neredeyse bütün halinde etin içinde ya da şöyle diyeyim etler fıstıkları sarıyor! ☺ Gerçekten muhteşem kesinlikle denemelisiniz…

13.6.18

Eskişehir'de neler oluyor?

Bu hafta rotamızı ‘öğrenci şehri’ olarak nam salmış Eskişehir’e doğru çeviriyoruz. Gidenin aşık olduğu, henüz keşfedememiş olanların ise gidilecek yerler listesine eklediği bir kent Eskişehir.Hareketli, aktif eğlence ve yeme içme yaşantısı tamamen gençlere yönelik kurgulanmış. Tüm esnaf ve yerli halk başka şehirlerden gelen öğrencileri sahipleniyor ve onların konforu, yaşantısı için gerekli ne varsa sağlıyor.
Buluşmalarda ‘geç kaldım’ demek için bahaneniz olmaz…

Her yere ulaşım oldukça rahat, diğer büyük şehirler gibi arabasız hareket edememe ihtimaliniz yok ya da arabalı olsanız da trafiğe takılmanız zor bir ihtimal… Yürüyerek veya bisikletle dilediğiniz her yere ve herkese rahatlıkla ulaşabilmek bu şehirde yaşamanın en büyük avantajı bizce…

Gözümüze çarpan ve duyumlardan yola çıkarak ulaştığımız Modernity Hotel, göz alıcı dekorasyonu ve güler yüzlü personeli ile profesyonel hizmet kalitesi ile benzerlerinden açık ara farkla ayrılıyor... Seyahat amacıyla gelenlerin kusursuz bir konaklama için tercih edebilecekleri Modernity, aynı zamanda İş seyahati veya toplantıları için gelecek misafirler için özel tasarlanmış ofis donanımlı odaları ile toplantılara özel business hizmet konforu sunuyor.


Teknolojik donanımlarla desteklenmiş özel toplantı salonları, astım hastalarına özel olarak tasarlanmış ‘hava alan’ odaları ile şehrin merkezinde yer alan Modernity, duvarlarını sayısız tablolar ile dekore ederek sanata verdiği önemi gösteriyor ve misafirlerine görsel bir şölen sunuyor..


PALETTE RESTAURANT


Dünya mutfağının seçkin tarifleri arasından yapılan özenli seçimlerle oluşturulan menüsündeki lezzetler, adeta bir sunum showuyla misafirlerini mest ediyor. Her Çarşamba, Cuma ve Cumartesi gecceleri canlı müzik eşliğinde aileniz, sevgiliniz ile özel bir yemek, davet veya iş yemeği için mükemmel bir adres…


Burada her şey dünya kalitesinde. Yemekler de… Bu yüzden karşınıza gelecek tüm seçeneklerde gurme titizliğinde bir emeğin ve birikimin yansımalarını göreceksiniz. Dünyanın ünlü metropollerindeki beklenti ne ise burada da o beklentiyi karşılamak üzere yapılıyor tüm hazırlıklar. O motivasyonla ve anlayışla sunuluyor tüm lezzetler. Üstelik ülkemizin en doğal ve en taze mahsulleri kullanılarak…


MOOD NIGHT


Eğlencenin merkezi Eskişehir’de kaliteli müzik ve kaliteli eğlenceyi güvenilir bir ortamda sunan gecce kulübu Mood Night’ta yerli ve yabancı sanatçılar canlı müzik performanslarıyla sahne alıyor, ünlü Dj’lerin eşliğinde gerçekleşen gecceler gençler tarafından oldukça ilgi görüyor.

Eskişehir’e gelmişken ziyaret etmeden dönmeyin!

Solon’un Mezarı, Midas Anıtı, Küllüoba Höyüğü, Asar Kalesi, Doğanlı Kale; Yunus Emre, Cumhuriyet, Havacılık, ve Lületaşı müzeleri; Osmanlı mimarisinin en seçkin örneklerini yansıtan Odunpazarı ve Zaimağa Konağı mutlaka görmeniz gereken yerlerden sadece bazılarıdır. Dünyaca meşhur Porsuk Çayı’mızı ve sağlığınıza sağlık katacak “şifa kaynağı” kaplıcaları size çok iyi gelecek!


Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...