İyi ki doğdu ilk göz ağrımız 🌸

5 Nisan 2010; Öğlen saatlerinde sancılarım başladı...  ve kayınvalidemin yanınaşında geçirdiğim sancılarla birlikte hastaneye yetişme çabala...

Popüler yazılar

Yorgunluğumun Niye - Neden - Nasıl'ı!

İyi gibi gözükmeye çalışıyorum.

Eskiden kuaförüm toparlardı beni.

Şimdi o bile yetmiyor sanırım gözlerim yorgun bakıyor!

Uzun zamandır kimle görüşsem; Enerjimi ve gülüşümü soruyor!

Lafı uzatan olursa hazır asker 2 damla gözyaşım bırakıveriyor kendini...

Adliyede karşılaştığım üniversite arkadaşlarım 'ne kadar yaşlanmışsın' diyor :)

Niye'si, neden'i ve nasıl'ının cevabı özetle şöyle;

-1 senedir uykusuzum.
Gündüz uykularına çok zor geçen, geçse de kısa süren ya da sokakta uyuyan bir bebeğim var. Gece ise en iyi ihtimalle 3-4 saatte bir uyanıyorum.

-Hiçbir şekilde yardım almadan tek başıma büyütüyorum.
Tamamen benim tercihim. Katkısız, hormonsuz ve organik bir bebeği emzik, mama, biberon, tuz ve şekersiz 1 yaşına getirebilmek için dışarıdan gelen yanlış yönlendirmelere kapadık kendimizi. Fikirlermize saygılı olmak, uygulamaya yardımcı olmak konularında yardım alamadık.

-Doğum yaptığım andan itibaren bitmeyen tatsızlıklar yaşandı.
Bebeğimin beslenmesi ile ilgili biz katı oldukça; çevremiz de kendi şartlarında katı oldular, kopukluklar ve tatsızlıklar oldu. Yaptıklarımı ve yapmak istemediklerimi televizyonlarda bangır bangır yineleyen doktorlar sayesinde, karşı çıkanların benden çok şey öğrendiklerinden eminim..

-Sağlık sıkıntıları ile moral ve beden olarak çöktüm.
Ben besinsiz ve enerjisiz kaldığımdan hiç olmadığım kadar grip oldum. Bebeğimin 6. ve 9. ayında babam ciddi rahatsızlıklar geçirdi hala da devam ediyor. Toplamda 2 hafta International ve Amerikan hastanesi koridorlarını arşınladık. Hem babamla ilgileneceğim hem bebeğimin ek gıda düzenini aksatmayacağım diye kendimi çok hırpaladım.

-Simsimi kimselere bırakamadık.
Başta gaz sıkıntısı (kolik) ve sonra uykuya geçme problemi yüzünden akşamları bırakıp da bir yerlere gidemedik. Toplamda benim ve Haso'nun doğum günü, evlilik yıldönümümüz ve arkadaşımız Dut'un doğum günü ve belki bir kaç kaçamak günle birlikte 6-7 akşam en fazla 2-3 saat bırakıp başbaşa gezmeye gittik. O anda da ağladı mı, uyudu mu diye aklımız hep Simsim'deydi..

Yani çalışıyor olduğumu hiç düşünemiyorum, öyle olsa tüm bunların altından kalkamazdım. Düşünsenize daha 'hadi bakın' biz gezmeye gidiyoruz diyebilecek cesareti bile bulamıyoruz kendimizde :)

Yorgunum ama 4'4'lük bebeğimizi içimize sine sine 1 yaşına getirdik eşimin erkek üstü yardımlarıyla! ve doktorumuzun desteğiyle :)

artık uyku problemimiz kalmadı, en kötü ihtimalle dışardayken bebek arabasında yürütmek çok işe yarıyor. Gaz sıkıntımız da yok... Oyunlar oynamaya bayılıyor..

Gereksiz kavga, tartışmalardan ziyade hastalıklardan nefes alabilirsek Simsim'in anne'den çok çok az ayrı vakit geçirmesi ile ilgili planlarım var :)

Belki biraz yorgun bakışlı oluverdim ama buna karşılık çok güzel bakan, sürekli gülen, enerji dolu, sağlıklı, zeki ve afacan bir kızım var!

Diyeceksiniz ki; aman bu kadar ince ince düşünmeye, bu kadar kimya laboratuvarında çalışırmış gibi yemekler yapıp kafa yormaya ne gerek var?

Ama maalesef öyle bir zamana doğdu ki bebeğim; ne doğru düzgün meyve, sebze var, ne de market raflarında işe yarar bir yiyecek!

Herşey cezbedici ama aslında herşey yokedici artık...

Çağımızın korkulu rüyası obezite, yeni nesli tehdit ediyor.

Beslenme yanlışlıkları beraberinde şeker hastalığı, kanser, MS gibi hastalıkları beraberinde getiriyor.

Varsın yorgun olayım, Haso'nun ve sevdiklerimin 2 güzel sözüyle toparlanıveririm! Ben kızımın temelini sağlam atayım da içim rahat olsun!

2 yorum:

buket dedi ki...

ahhh ne güzel yazmışsın meraklı anne ben de çok isterdim basettiğiniz şekilde çocuğumun temellerini sağlam atmayı ama ne yazıkki çalışıyorum ve babannemiz bakıyor ve ben ona fazla bişey söyleyemiyorum.Bizlere de anlatsan ne iyi olur be annem nasıl oluyor da en az zararla katkısız besleyebiliyorsunki meyve sebzelerde hormonlu yedirmeyecekmiyiz, günlük süt içirip ondan yoğurt mu mayalayacağız o sütün iyi olduğu ne malum anlayamadım ki ne yapmalı sen neler yapıyorsun besleme anlamında

Merakli anne :) dedi ki...

Yediğimiz, içtiğimiz şeylerden emin olamadığım için 'en az zararla' diyorum zaten :)

Sebze ve meyveleri organik pazardan ya da bahçeleri olan tanıdıklarımdan aldım, yedirdim.

Her büyük markette bulunun organik bal, pekmez, kuru üzüm, yumurtalara abone oldum.


Damacanalardaki BPA'lara yakınıma bayi açması için ısrarla taciz ettiğim Taşkesti su ile 'bye bye' dedik. Yine de Simre'Nin içme suyunu cam şişeli sulardan verdim.

Ek gıdalarla tanışırken kefir mayaladım, kefirle tanıştırdım (pek sevmedi) ama inat ettim 1 yaşına kadar faydasını az da olsa almıştır.

Süt olarak da cam şişedeki günlük sütler gayet güzel yoğurt yapmak ve içirmek için. Ayrıca Pınar'ın organik küçük sütleri elimizde dolaşmaktayız.

18 aylık olduk, ipleri biraz gevşettim, organik pazara gitmiyorum ama direk fayda aldığı yumurta, ceviz, tereyağ, pekmezi hala organik alıyorum.

Tavuğu da Çatalca'da bir çiftlikten getirtiyorum, organik olduğunu pişiriken kolaylıkla anlayabiliyorsunuz :)

Ceviz boğazına takılır diye yediremediğim zamanlarda keten tohumu yağı takviye yaptım, omega 3 bakımından 1 avuç cevize eşdeğer..

Benden bu kadar :)