7.5.10

Simoti ile ilk gezimiz :)

Günlerce sabırsızlandım.

Annesi gezmeci, kızı da gezmeli! ama ne zaman?

Havalar ısınmalı ve biz sokaklara dökülmeliydik

ve bir gün 'güneşi gördüm' :) Günlerden Pazar'dı. Babamız da evdeyken çıkmalıydık artık!

Simo'nun 24. günüydü. Topladık pılımızı pırtımızı, dışarda kahvaltı edelim dedik..

Neyimize güvendiysek!?!

Bu arada pıl ve pırt toplamak hiç de kolay değil!

Onu da alalım, bunu da alalım, şusu, busu, onun parçası falan derken çıkana kadar kan ter içinde kaldık.

Elime koluma bi baktım sanki tatile gidiyoruz.

Çantam, çantası, bebek arabası, oto koltuğu parçası, rüzgarlık, yağmurluk ve Simre!

Eeee kapıyı kim kitliycek?

O gün annemin varlığı yine hayat kurtardı :)

El kadar bebek, 3 kişi peşinde çantalarını, eşyalarını taşıyor.

Bunun bi pratik yolu olmalı, arabada mı yaşasak acaba?!?

Pazar günlerimizin klasiği Teşvikiye Saray'a gitmek vardı aklımızda...

Dışarda oturucaktık, Simo da hava alıcaktı...

Ben Saray'a pat pat giriyodum ama şimdi elimde yeni tanıştığım bebek arabası ve içinde Simoti vardı.

O masaların arasından nasıl geçiricektim?

Hasot arabayı parketmeye gitti.

Annem de her zamanki gibi başka bi masada arkadaşlarını gördü ayaküstü sohbete daldı.

Ben de kaldım mı elimde arabayla :)

Garsonlardan yardım istedim mi istedim, insanların sandalyelerini ite kalka oturacağımız masanın oraya geçtim mi geçtim ama bi türlü arabayı geçişi kapamayacak şekilde yerleştiremedim.

Bu sırada Simre ağlamaya başlamasın mı :)

Allah'ım gezmecilikten vazgeçiyorum, eve dönelim deme aşamasındayım!

Ben nasıl kahvaltı edicektim?

Ne yedim, nasıl yedim bilemedim, bir süre sonra yürüyüşten gelen ablamla eniştem de yanımıza geldi.

Ablama Simre'yi pasladığım ara bişeyler yedim sanırım :)

Özetle Simoti'yi dışarı çıkardık, perişan olduk ama olsun kahraman biziz! :)

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...