Yine Datça'dayız Sinem, Simre ve ben.
İstanbul'u öyle sevmiyorum ki; dönüş tarihimizi sürekli geciktiriyorum.
Ablam söyleniyor 'dönün artık' diye.
10 Nisan'da dönüyoruz İstanbul'a.
Babam yan apartmanda.
Onlara yemeğe gidiyorum.
Köfte, patates en sevdiği yemek.
Artık eve geçelim diyorum.
Annem de arkamızdan dışarı çıkıyor.
15 dakika sonra babamın bakıcısı arıyor 'gelir misiniz, babanız fena oldu'.
Saniyeler içinde yanındayım.
Babamın iki gözü de kendi etrafında dönüyor. Çok hızlı. Kontrolü dışında.
O an duyduklarım son sözleri olucakmış. 'kurtar beni kızım'..
Ambulans, annem, Hasan arıyorum hepsini.
Ama durum bi garip, beklenemez halde.
Yaşar'la Babamı kucaklıyoruz. Kusmaya başlıyor.
O an onu son görüşüm ve duyuşum olabileceğini aklımdan çıkarmaya çalışıp Acıbadem Bakırköy'ün aciline götürüyoruz.
Gidiş o gidiş.
Hepimiz için cehennemin kapısından giriyoruz.
İyi ki doğdu ilk göz ağrımız 🌸
5 Nisan 2010; Öğlen saatlerinde sancılarım başladı... ve kayınvalidemin yanınaşında geçirdiğim sancılarla birlikte hastaneye yetişme çabala...
Popüler yazılar
-
ve ben doktorsuz kalınca, kabuslarım gerçekleşmesin diye hemen google'a sarıldım. Arkadaşlarıma danıştım... En sonunda özgeçmiş ve ...
-
Yazamadığım süreç içinde, hamileliğimde, doğum sonrasında çokça fedakarlıkta bulunarak Haso ile maddi manevi destekte bulunduğumuz Hepar...
-
Söz yok söyleyecek! Gamze'nin kişisel bloğu: http://atakan310309.wordpress.com/ ve ilik donörü nasıl olunur'la ilgili: http://...
-
Kaç gündür bu günü bekliyoduk! Doktorumuz 3 hafta önce bugün için cinsiyetin belli olabileceğini söylediğinde kalbim aynı bebek gibi atıyod...