23.7.11

'Simre, uyandın mı?'

Simsim de oynamak için kendinden büyük arkadaşlar seçiyor annesi gibi...

Yaşıt arkadaşları da varken, kendinden büyüklerin hareketleri, oyunları onu daha çok cezbediyor! :)

Simre'yi yalnız başına bırakarak Avustralya'ya giden komşumuzun kızı döndü...

Şimdi her sabah kapımızı çalarak Simsim'i oyuna davet ediyor!

Ablamla telefonla konuşurken 'Simre'nin sesi niye çıkmıyor hiç' dediğinde 'arkadaşına gitti, oyun oynuyolar' diye verdiğim yanıt ablamın hayalinde Simre'den en fazla 2-3 yaş büyük bir komşu kızı vardı :)

Bu hafta ablam Simre'yi evde bulamadı; hep arkadaşında, hep arkadaşında!!!

Geçen gün de 'ay bi dakka, arkadaşı geldi almaya' diyince 'küçücük çocuk mu almaya geldi, merdivenlerden düşmesin, sen bıraksana' diye panikledi ablam :))

Halbuki Simre'nin arkadaşı, aslında benim arkadaşım!!! :)) Simre arkadaşımı da çaldı sonunda!! :)

Simrecik; her sabah kahvaltısını edip banyosunu yaptıktan sonra giyiniyor ve arkadaşı Sinem'e gidiyor ya da birlikte sokağa çıkıyorlar iki çıtır :)

Bu aralar insanları çok seçiyor, herkese gitmiyor, kucağa alırlarsa basıyor çığlığı ama bu arkadaşını çok seviyor!!

Hatta eve geldiğinde arkadaşına sarılıyor ve bana gelmiyor!!!

Daha çok gezmek, daha çok oyun oynamak istiyor!!!

Arkasından ağlıyor, tepiniyor!

Arkadaşı tatile gitti... Tatilden her gün mesaj atıyor ya facebook'tan ya telefondan!

'Simre geliyorum, Simre bekle beni, Simre uyudun mu, uyandın mı?, Simre bana iyi yolculuklar öpücüğü verir misin, Simre, Simre...'

Simre her ne kadar bu mesajlara cevap veremese de biliyorum 4 gözle bekliyor arkadaşını!!

Ay kıskanıyorum!!!!! :)

22.7.11

Terliksi-simsim :)

Evdeki terliklerin bir teki orda bir teki burda!

Simsim sürekli; bi eliyle bi yere tutunup benim terliklerimi giyme çabasında!

Tek ayak ve genellikle ters ayağıyla yürümeye çalışıyor!

Bunu yaparken de 'başarı' sırıtkanlığıyla bize bakıyor :)

Eğer terlik ayağından çıkarsa, hele bi de ters dönerse 'çığlık' basılıyor!

Sonra itinayla düz çevrilip yine yanlış ayağa giyiliyor ve bütün ev o tek ayaktaki terlikle dolaşılıyor!

Yeni işimiz bu...

En fenası da alışveriş merkezlerindeki ayakkabı mağazalarında topuklu ayakkabı giymeye çalışması!

Hemen bi plaj sandaleti veriyolar giysin diye ama nafile!

O en topuklusunu, en afillisini seçiyor ve giyiyo yine tekini!

Ben 2 sene sonra halimizi düşünemiyorum!

Bekleyin bizi şık, taşlı, güzel terlikler tek tek o minik ayağımıza o koca terlikleri giyicez...

Yoksa Külkedisi Sindirella mı oldu benim kızım? Halbuki kötü kardeşlerle görüştürmüyorum ama :)))

Kardeş kaç para bu 'huzur'?!? :)

Parayla 'huzur'un satın alınabildiğini Capacity'nin içinde saati 15 TL'ye Simre'yi oyun parkına bırakıp da tek başıma kahve içtiğimde öğrenmiştim!

Şimdi daha büyük 'huzur' aldım.

Bedavası etrafta çok olan ama para verip aldığım 'huzur'; Tamuna sayesinde elimizin altında!

15 ay sonra hakettim, hakettik!

Harika ötesi organik Simsim'imizi kocaman ettik! Yorulduk!

Bu süre içinde hiç 'romantik yemeklerimiz' olmadı!

Başbaşa kahve içemedik!

Çakırkeyif olamadım umarsız!

Bacaklarımı toplayıp oturamadım ya da yatamadım gözümü tavana dikip boş boş!

Motor aldık, kullanamadım!

Arabada gaza yüklenip makas atamadım!

ama artık mülayim, sakin, temkinli, gözü 4 dönen 7/24 annelik mesaim azaldı!

ve sonunda akşamları Simsim'i uyurken evde bırakıp motorla gezebilir olduk!

Ben Simsim'siz kuaföre gider, alışveriş yapar ve kabinde kıyafet deneyebilir oldum!

Yapamadıklarımı yapabilir oldum!

Mutfakta harikalar yaratmaktayım!

Seviyorum tezgahımı, fırınımı, kek kalıplarımı!

Ben bana ne zaman hoşgeldim biliyo musunuz?

Deep freeze'imi doldurabilmeye başladığım gün 'hoşgeldiğimi' anladım :)

Uykularım hala 'kayıp' emzirmeye devam ettiğim için...

ama yakında bu da geçicek!

Herşey Simsim için! Her-Şey Simsim için diye bağırasım var!

Helal olsun sana uykum da, sütüm de, maddi - manevi tüm varlığım da!!!


(bu arada yollarda beyaz 3 tekerlekli enteresan bir motorsiklet görürseniz; biziz! Simsim'siz geziyoruz ama yine 'rockstar' ilgisi görmeye devam ediyoruz; Simsim'i sevmeye gelenler kadar motorumuza bakmaya gelenler de sırada :))

Hoşgeldim! :)

Neden mi hoşgeldim?

Çünkü kendime geldim :)

Nerdeydim? Yoğun tek başına solo bebek bakma, büyütme, geliştirme ve sevme üzerine enerji tüketmekteydim! :)

Her gören 'gülen gözlerin solmuş'la başlayan şiirler yazar olmuştu...

Artık toparlandım, kendime geldim...

Gözlerim parlıyor'un yanısıra 'çenem düştü' yine...

O herkesin hem çok güldüğü, hem de geyik bulduğu 'zeki, çevik ve ahlaklı' esprilerim geri döndü! :)

Yine enerji doluyum!

'Kıprıs'a gittim geldim, 'olur' sandım 'Olmadı'

Marşa bastım yine tutukluk yaptım.

Sonra çareyi arabayı değiştirmekte buldum..

Artık değişik, enerjik ve iyiyim! :))

Çişim var 'şırrrrrrrrrr' :)

Simsim 15 aylık oldu!

1 aydır da bezini çıkarıp çişini 'şırrrr' şeklinde yapmakta...

Doktorumuza göre henüz erken olduğundan üstüne düşmedim...

ama 1 aydır inat şeklinde bez çıkıyor ve hemen peşinden çiş geliyor!

Şırrrrrrr ve sonra şıp şıp!

O şıp şıp ne mi? Çişi yaptıktan sonra bulunduğu yerde ayaklarıyla çıkarttığı ses :))

Herşeyi 100 kere düşündüğümüz için 'lazımlık' konusunda karar veremedik nasılsa erken diye...

ama bu aralar gözüme soka soka 'bez istemiyorum ve çişimi yapıcak 1 yer göstersen diyorum' şeklinde mesaj alıyorum :)

Ben de 'mesaj alındı' dedim ve bu sabah yine bezini çıkardığı bi anda aldım tuvalete oturttum...

Gülmeye başladı ve 'şırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr' arkasından tekrar kahkaha :)

Popoyu sildik ve sifonu çektik!

Büyük iş başardık!

Büyüdük!

İş yaptık!

Başardık!

:)

Simre'nin PIT öpücüğü!! :)

Babası Simsim'e aşık, Simsim babasına!

Ben ise kullanılmaktayım çok fena!

Meme gerekiyosa, altı pisse ve ayakkabılar elde gezme isteniyosa adres 'anne'

Baba'ysa sadece 'baba' olduğundan 'baba'...

Yani istediği 1 şey yok! Sadece 'babası' işte...

Erken gelmeye başladığı günden beri çok mutlu! Uyku saatinden önce babasına tüm marifetleri gösterecek zaman bulabiliyor!

Babası çok sesli bi motor aldı.

İşe onunla gidip geliyor. Vınn vınnn sesini duyduğu anda balkona koşup 'baba baba' diyip sarkıyor!

Ha arada yanlış zamanlarda kebapçı motorlarına da heveslendiği olmuyor değil :)

Babası da artık başı yukarda, gözü camda giriyor sokağa! :)

Aralarındaki 'aşkı' kıskanıyorum!!!

PIT diye de bi öpücük kondurmuyo mu babasının dudağına!!

Bana da PIT diye öpücük veriyo ama ne zaman!?!

Kafama vurduğu zaman ya da 'hart' diye ısırdığı zaman bağırdığımda sakin sessiz ve o yumuşak PIT öpücüğünden konduruyo dudağıma :)

Aşkını ticarete döktü Haso...

Benim güzel adımla iş yapmamasını ayrı kıskanıyorum!!!

Tamam kızımın adı da güzel ama benimki daha güzel, hem bizim de aramızda 'aşk' var! Hem de aşktan aşk doğuracak kadar büyük 'aşk'!

ama Sitare'li fikirlerle gelmedi hiç eve...

Simre Mücevher, Simre'nin uğuruyla Döviz Bürosu ve Simre'nin eliyle Nakış işleri...

Daha da projeleri var da ben açıklamıyım gerçekleşene kadar :)

12.7.11

Mememania! :)

Ama o serum, ah o serum!

Ben bilseydim sütümü böyle arttırırsın, seni almaz mıydım doğum yaptığımın ertesi günü :)

Eve gittim, şakır şakır sütler damlıyor!

Simsim'de bir bayram havası!

Ben memnundum süt durumumuzdan, bu kadar artması şaşkın etti Simsim'i!

Zaten memeye düşkün!

Şimdi mememania oldu!

Gece memede, gündüz memede!

Ay havalar sıcak annenin sinirler tepesinde! :)

Simsim 'git' dedikçe, komalardan komalara giriyor!

Odadan odaya kaçtıkça kapıları tırmalıyor 'anneaaaaaaaa' diye :)

Serum'un içine ne kattın doktor? Mememania kazandık bir tane! :=)

Delirip de doktorumuz Gökhan Mamur'u aradığımda;

'Size yolluyorum, bi hafta geri iade almıyorum' dediğimde... Durumum karşı taraftan anlaşılmış ve sakin olun telkinleri gelmişti hemen :)

'Ben ne yapıyım, vermezsem kafasını yerlere vuruyor o da olmazsa güzelim burnuma kafa atıyor' Kızınca daha çok yapıyor, kızmazsam da kızmıyorum diye daha çok yapmasın?

Küfür etmem, 3 harfli kaka bile demem bilen bilir de;
Bu iş bariz; 3 ucu ...'lu değnek! :)))

Hatta yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal olanından!!!

Sonra başka şeylerle oyalayıp, 'canım canım' diyerek kafa atmamasını, sakinleşmesini sağlamayı denemeye başladık.

Evde sahte 'canım canım' sesleri yükselirken, Simsim'in sessizce o güzel boynunu uzatıp da muuuu diye minik 1 öpücük vermesiyle kendi halimize gülüveriyoruz! :)

Hastanelik! :)

Ben yorgun olmasam yorgunum demem!

Hasta olmasam da 'hastayım' diyip yatmam!

Çocukluğumdan beri 40 derece ateşim olsa, yataktan fırlar bahçede oynardım :)

Yani yorgunum demiştim ya geçtiğimiz yazılarımdan birinde...

Hemen arkasından Kıbrıs tatili yaptık ya!

İşte ben Kıbrıs'a uçacağımız sabaha karşı fenalaştım, üşüme, titreme, mide bulantısı...

Sonra yaklaşık 2 gündür sürekli yemek yemeyi unuttuğumu hatırladım...

İnat ettim, gidicem Kıbrıs'a!

Çaktırmadım Haso'ya!

Ablam anladı tabi görünce yüzüm bembeyaz, serilmişim havaalanında koltuklarda :)

Zar zor, inat bi şekilde Kıbrıs'a ayak bastık ki gene geldiler bana...

Ordaki düzenli yemeği biraz yadırgasa da midem, son günlerde toparlandım...

ve İstanbul'a dönüş...

Başta yemek düzenini ablamın ve Haso'nun ısrarlarıyla devam ettirmeye çalışsam da sonradan gene bozuldu!

Yine unuttum yemek yemeyi ve yine geceleri komalarım başladı.

En son da geçen haftalarda 'doktora gitmicem' inadıma rağmen hastanede az biraz konakladım!

Serumlandım, geldim. Şimdi belli bi düzen var. Yemek var. Az az dinlenme var. Teşekkürler Haso'm :)

Organik anne kazandı!

Bebek dostu hastanede doğum yaptım.

Beslenme dostu okula vericem Simsim'i! :)

Yaa gördünüz mü?

Simsim'i organik beslemem, şekeri hiç tattırmamam, muhallebilerle şişirmememin boşuna olduğunu; nasılsa okulda hamburger ve cipsle tanışacağını iddia edenler!!!

Okullarda cips, hamburger ve cola yasaklandı!!!

Ben facebook'ta Jamie's Food Revolution serilerini paylaştıkça bana 'deli' gözüyle bakanlar oluyordu biliyorum!

Hani nasılsa okula başladığında hamburger ve kolaya ulaşacağı dakika için heyecanla sırasını bekleyenlerden olacaktı ya!!!

Jamie'nin paylaştığım videolarında Amerika'da sağlıksız beslenen çocukların sebzelerin bile ismini bilemez hale geldiğini izledikçe anne ve baba olarak  nefretle dolduk patates kızartmasına, hamburgere!

Öyle ki okullardaki çocuklara patatesi gösterdiğinde 'patates' diyemez ama kızartmasını gösterdiğinde 'aaa patates' diyen yeni nesil çok gururlandırdı bizi!!!

Artık Türkiye'deki okullarda 'devrim' var!

ve bizim düzenimize gülen, 'ha ha ha istediğin kadar o tatları tattırma nasılsa yiyecek' diyenler, doğar doğmaz şekerli su ile beslemeye niyetlenenler de artık bu devrime isteyerek ya da istemeyerek ayak uyduracaklar...

Zaten adım adım benim arkamdan gelin, güncel Tıp bilgileri de beni desteklerken, beni destekleyemeyen
sizlere çooook güzel yol açtım ben...

Sağlıklı, organik, özverili, biraz zor ama TEK BAŞINA çocuk yetiştirmenin püf noktalarını verdim, kolaysa siz de bu yolda gidin :)

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...