28.8.10

Aslında sütünüz hazır sadece sizden işaret bekliyor!

O işareti verebilmek için;

Etraftan gelen tüm yorumlara kulaklarınızı kapayın!


Odanıza kapanın!

Yanınızda kimseler olmasın! (e malum doğumdan önce de göğsümüzü ortalık yerde açan 1 tip değildik, 1 de onun stresini yaşamayın)

Bebeğinizle sabredin, pozitif olun, sütünüz gelsin ve sonra herkesin yanında EMZİRİN!
O anlarda anne yanında olanlar;

'yok gelmiyor, ah çocuk aç kaldı, mama hazırlayalım, yok yok az geliyor, yağı yok, şunu ye, bunu ye, tutamadı bebek, tüh, vah' demeyin!
olumlu ve pozitif durun!
Yapamıyorsanız sessiz durun, mümkünse yanına da yaklaşmayın, tanıdığım hiçbir kadn göğsüne dikkatlice odaklanılmasından ve sorulmadan birden ellenerek yardım edilmeye çalışılmasından hoşlanmaz...

Olumlu yaşanmış hikayeler anlatın, olucak diyin, gelecek diyin, uğraşmasına zemin hazırlayın, poh pohlayın :)

20.8.10

Ben kimle dolaşıyorum?!?

Bugün yine evde uyku öncesi krizlerimizden birini yaşıyorduk ki toparlandık arabamıza bindik ve klimalı ilk alışveriş merkezine kendimizi attık!

Capacity'e girdik, bu kez kangurumuzla gezmedik çünkü rahat rahat uyusun istedim. Ben de rahat rahat bişeyler yiyip içeyim! :)

Önce biraz uyudu, ben de o sırada biraz mağaza gezdim ama sonra hemen uyandı meraklı! Ne yapıyoruz, nereyi geziyoruz, burda ne var, o kim vs. vs. bakışları atmaya başladı!

Nine West'te içerisi müşteri dolu olmasına rağmen herkes işi gücü bıraktı Simre'nin başına üşüştü.

Bişey soruyorum kimse bana cevap vermiyor!

Ay diyorum napıyo o size öyle?

Bi bakıyorum ki herkesi başına toplamış, eteğini açıyor, gülücükler atıyor, 'aaaaaaaa, uuuuuuuu, yaaaaaa' diye hepsinin ayrı ayrı yüzüne bakarak sohbet ediyor!

Ben benle ilgilensinler diye uğraşırken Simre Hanım sanki ayakkabı alıcak bi müşteriymiş gibi tüm çalışanları başına toplamış!

Neyse çıkıyoruz, her gün ziyaret sözü verip!?! :)

Sonra diğer ayakkabıcıları geziyoruz. ( annesi biraz ayakkabı delisi, ona da annesinden geçmiş :)

Her yerde herkes işi bırakıyor, Simre'nin başına toplanıyor!.

Diğer mağazalar, giyim, yemek vs. Hepsi neredeyse kapıları kapatacak Simre'yle ilgilenecek!

Bi an ben kimle geziyorum dedim.

Ajda Pekkan mı? Ünlü bir oyuncu mu? Yoksa futbolcu mu?

Nesin sen Simre? Büyüdün de küçüldün, büyükken de artist miydin neydin kızımmmmm bırak biraz da annenin istekleriyle ilgilensinlerrrrrrrrr! :)

Sağımızda solumuzda bir sürü bebek arabasıyla gezen bebek var ama herkes Simoti'nin peşinde! Bu nasıl gülüş, ne diyosun sen, o nasıl bakış' sesleri arasında alıp kızımı evin yolunu tutuyorum 'söz, yine gelicez' diyerek tüm mağazalara!

Kanguru'dan halka selam!

Ben yürüyüş yaparken o da arabasında ya da kanguruda etrafa bakmayı çok seviyor!

Meraklıanne'nin kızı da meraklı oldu!

Bebek arabasında bazı ayrıntıları kaçırıyor; manzaralara, dükkanlara ve insanlara tam olarak hakim olamıyor!

Böyle bir durumda da hemen çığlığı basıyor...

Bu yüzden biz de kanguru aldık.

Göğsümüze takıyoruz, eller bacaklar ve kafası oynaya oynaya geziyoruz.

Hamileyken herkesin ilgisini ve sevgisini çeken göbeğimin yerine kanguruyu koydum, yine ilgi çekiyoruz, yine sokak sokak dolaşan milletvekilleri gibi sohbet ede ede geziyoruz! :)

Bebek için alışveriş yaparken doktorumuza danışmadan hiçbir üründe kesin olarak karar veremiyoruz ama bu şekilde aldıktan sonra da gönül rahatlığıyla kullanıyoruz.

Kanguru fikrini doktorumuza danıştığımızda 'Babybjorn' markasını özellikle tavsiye etti.
Sonra bizim de araştırmalarımız neticesinde bebeğin kas, kemik ve duruş pozisyonunu en iyi ayarlayan, taşıyan için de bel ve sırt desteğinin en iyi olduğu, kilit sistemleri ile de en güvenilir kangurunun  Babybjorn olduğunu tespit ettik ve yaz sıcaklarıda terletmeyen dokulu Synergy modelini aldık.

Bu marka Türkiye'de çok da bilinmiyor, bilenlerin ya Amerika geçmişi var ya da tanıdığı... Fiyatları diğer kangurulara göre en az iki katı kadar yüksek ama bebeğin duruş pozisyonu ve güvenilirliği için fiyat hep ikinci plana atılıyor özellikle babamız tarafından :)

Kangurular için; 'aman biz aldık bebeğimiz hiç kullanmadı, çok gereksiz vs.' gibi yorumlar aldığımız için ya kullanmazsa diye içimizde hep bir korku vardı.

İlk denememizde Bingo! Gülücükler atmaya başladı.

Her taktığımızda da halkı selamlayan ünlü birisi gibi herkese ayrı ayrı bakış atıyor, herkese yetişebilmek için kafasını sağa sola sürekli hareket ettiriyor!

Rutin yürüyüşlerimizde komşularımız, esnaf dışında tanımadığım bir sürü insanla da samimi olmuştum. Yürüyüşün sonunda uykuya daldığını da karşıdan gelenlerin 'kısık sesle' sevme girişimlerinden anlıyorum :)

Şimdi enerjik olduğu zamanlar kangurumuzu takıyoruz, halkı selamlıyoruz, alkışlar ve tezahuratlar arasında mutlu mesut eve dönüyoruz!

Uykularım Senin Olsun! :)

Saçını başını yolan, kulaklarını koparan kızımın tek derdi uyumak!

ama 1 türlü uyumuyor!

Yan sallıyorum, yukarı aşağı, ana kucağında hop hop... Hepsi için inanılmaz efor sarfediyorum. Sonunda galip çıkan ben oluyorum ama bitap bi halde, dilim dışarda kalakalıyorum.

Böyle zamanlarda annem 'uykularım senin olsun Simre' diyor ve o gece Simoş deliksiz uyurken ananenin gözüne gerçekten uyku girmemiş oluyor :))

O yüzden bu sözü yasakladım, eşitlikten yanayım, hepimizin uykusu eşit olsun lütfen! :)

Bunlar evde oturduğumuz zamanlarda geçerli.

Dışardayken arabasında, kangurusunda ya da ben araba kullanırken mışıl mışıl uykuya geçiyor kendiliğinden...

Yani Simo'nun gezmeciliği uykusunu bile etkiliyor!

Bakıcı, yardımcı ve annelerin yardımlarını beklemeden tek başıma büyüttüğüm kızımın tüm hareketlerinin, tüm ağlama çeşitlerinin anlamını biliyorum.

Hepsinin çözümü iki dakikamı alıyor sadece...

(Açlık = Emzirmek , Kakasını yapmışsa = Temizlemek, Canı sıkılmışsa = Sohbet)

ama Uykusu gelirse = Çeşit çeşit yaptığım tüm maskaralıklar ya tesadüf üzerine işe yarıyor ya da bir işe yarayan bir daha yaramıyor!

Mesela bir gün elektrik süpürgesiyle evi süpürürken,

Bir gün çamaşır asarken ana kucağında yanıma koyduğumda beni izlerken,

Genelde ana kucağını sallarken,

Birisi varsa birlikte battaniyesinde sallarken,

Atom karınca ananesi kolunda sallarken uyuyor ki en garantilisi bu ama benim kollarım kopuyor, ben yapamıyorum!

Ayakta sallamayı sevmiyorum, açıkçası hiçbir şekilde sallanarak değil kendiliğinden uykuya geçmesini istiyorum.

Uyku yöntemlerinden doktorumun da tavsiye ettiği Tracy Hogg yöntemini uygulamaya çalışıyoruum EASY ( Eating - Activity - Sleeping - You)

Yani öncelikli olarak bebeğin karnını doyuruyorsunuz, sonra onunla oyun oynuyorsunuz, yoruyorsunuz, uyutuyorsunuz ve en son kendiniz için bir şeyler yapmaya fırsat bulduğunuz kısa ama değerli dakikaları kazanıyorsunuz.

Bu yöntemde uyku öncesi bebeğimize kazandıracağımız alışkanlıklarımızın olması ilk amacımız.

Yani uykuya geçmeden önce alışkan olduğu bir rutin olmalı:

Aynı saatte Banyo - Masaj - Pijamalarını giydirmek - Loş ışık ve belki en son uykuya geçmesi için meme ya da ana kucağında hafif sallama bizim rutinimiz.

Simoti'nin şu anki uyku düzeni:

Gün içinde Sabah uyandıktan, temizlik ve sohbet işlemlerimizi bitirdikten sonra 11 gibi tekrar şekerleme uykusu, 2 gibi ikinci uyku, 5 gibi akşamüstü kestirmesi ve akşam 8 gibi yine uyku huysuzlukları ve 10'da kesin uykuya geçiş.

Gece sabaha kadar 3 kez emmek içi uyanıyor ve bu rutin dakika farklarıyla aynen devam ediyor (tabi arada oyun, beslenme, yarım saat Baby Tv, 1 saat oyun halısı aktivitelerimizi uygulamayı atlamazsak)

Dışardayken ya da 'nolur biraz daha uyu Simo' diye sabah biraz daha geç kalkarsak bu düzenimiz tamamen değişiyor. Düzenimiz çok şaşmasın diye de yine de dışarda olduğumuz ve geç kalktığımız zamanlara ait yaptıklarımızı saat saat not tutarak ipleri elimizden bırakmıyoruz! :)

19.8.10

Benim kucağım :)

Teyzesinin daha doğar doğmaz aldığı ana kucağı 2. ayımızdan itibaren hayat kurtaran oldu bizim için.

Ana kucağı yani benim kucağım işte!

Bebeğinin kucağa alışmasını istemeyen, kendine vakit ayırmak isteyen anneler için bebeği oyalayabilen süper bir icat olsa gerek...

 Ayrıca fotoğraf çekmek için de çok hoş bir fon oluyor arka planda ana kucağının gövdesi :)))

(Edinmek isteyenlere: Fisher Price - Rain Forest)

Üzerinde oyuncakları var, müziği var, titreşimi var.

Yere koyduğunuzda ayağınızla rahatça sallayabilirken, yemek yerken masanın üzerine koyup elinizle sallayabiliyorsunuz, bebeğinizden hiç ayrılmamış oluyorsunuz :)

Şu aralar kara kara düşünüyoruz, yakında buna sığamayacak ve biz ne yapıcaz!

10.8.10

7/24 Yanınızdayım!

Geçtiğimiz günlerde hamile iki arkadaşım doğum yaptı. 

Hastaneden çıkıp da evlerine döner dönmez beni aradılar.

Kendileri ve bebeklerinin durumları hakkında bilgi verdiler. Meraklıyım ya biliyorlar, hemen merakımı gideriyorlar :)

Sonrasında da gelen telefonlar, merak edilern ufak tefek ayrıntılar ve paylaşımlar :)

Bebeklerinin kakaklarının renginden kıvamına, mamasından emzirme tekniklerine her türlü sorularıyla yüz göz olmaktan inanılmaz mutluluk duyuyorum. Beni 7/24 arayabilirsiniz, ne de olsa Simoti sayesinde tilki uykularındayım!
Tabiiki önce doktorlarımız herşeyi bilirler!

ama hemen arkasından da doktorlarına bağımlı yaşayan ve aldığı tüm bilgilieri aklına kazıyan, 'doğal annelik' ve 'doğal beslenme' konusunda sürekli araştırmalar yapan şahsım da pek çok şeyi bilebiliyor edindiği tecrübeler sayesinde!

Tecrübeliyim derken, 0-4 ay arası bebek bakımı tecrübesini kastediyorum, ilerisini yaşadıkça ve doktorlarımla bilgi alışverişi yaptıkça edineceğim ve paylaşacağım.

Belki kimilerine göre çok yeni ve tecrübesiz bir anneyim ama 0-4 ay arasında bakımında ve emzimede yaşadığım zorluklar, gaz sorunu vs. ile ilgili edindiğim tecrübeler ile gerçekten çok uzun bir yol katettiğim inanıyorum.

Zaten paylaştıklarım da hamilelik ve yenidoğan bebeklerin bakımıyla ilgili tüm bildiklerim!..

Öyle durdukyere kimseye karışmam, yorum da yapmam çünkü herkes çocuk doğurabildiği gibi bakımıyla ilgili de yorum yapmaya çok meraklı...

ama bana sorunuz olursa seve seve en güncel bilgilerle merakınızı gidermeye çalışırım :)

Yine de unutmamanız gereken en önemli bilgi:
Bebeğin bakımıyla ilgili en doğru kararları doktorumuzun dediği gibi 'üçgenin bir köşesindeki anne, diğer köşesindeki baba ve karşı köşesindeki doktorları' birlikte verirler!

6.8.10

Sudan çıkmış balığım 4 aylık :)

Sudan çıktı yalan değil! :)

ayrıca kendisi yazın şu sıcak günlerinde tam 1 balık!

Yazlıkta suların içinde günde 4 kere banyo yapıyor (kakasını yaptığı zamanlarda yıkanan poposunu saymıyorum :)

Ağırlığımız 7 kg'lara yaklaşmakta. Boğum boğum kollarımıza, bacaklarımıza bakan 'mamayla besliyorsun herhalde' derken azimle 'emziren bir anne' olduğumdan gururla 'sadece anne sütü' diyorum :)

4. ay kontrollerimize gittik.

Doktorumuz; havaların sıcaklığından diğer hastalarında sık sık gördüğü 'Pişik, isilik durumlarımıza bakalım' dedi. 'balık hiç pişik olur mu' dedim :)

Rutin aşılarımız dışında hiçbir sıkıntımız yok.

Biberonla beslenen bebeklerde hijyen eksikliği snucu ağzında oluşan PAMUKÇUK,  annenin hormonlarından bebeğe geçen yağlardan oluşan KONAK, alt değiştirmede fazla bekletme, asitli dışkının yıkama değil silme ile temizlenmesi  ile oluşan PİŞİK ve sıcak havalarda sık sık yıkanmayan bebeklerde oluşan İSİLİK bizim kabusumuz olmadı!

Siz d bu sıcaklarda bebeğinizi nemden korumak için klimalı ortamlardan sakınmayın. Doktorumuzun tavsiyesiyle 25c'de çalışna klima ve ılık banyolarımız sayesinde pişik ve isilik nedir bilmiyoruz.

Size de tavsiyem;
Siz sıcaklıyorsanız, bebeğiniz de...
Siz üşüyorsanız, bebeğiniz de...

Kendini seven her anne, bebeğine daha iyi bakabilir diye düşünüyorum.

Ben öncelikli olarak kendimi dinliyorum ve ona göre Simre'yi giydiriyorum, soyuyorum, banyoya sokuyorum, klimayı açıyorum, camı açıyorum, sokağa çıkıyoruz, alışveriş yapıyoruz, canımız ne istiyorsa o an onu yapıyor ve ondan mutlu oluyoruz :)

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...