24.10.09

Bebeğimizin boyu, posu, ense kalınlığı 'SÜPER' :)

Bebişin cinsiyetini öğrendiğimiz gün, benden kan alınarak 1. trimester Down sendromu testi yapıldı.

Sonuçlar Çarşamba günü belli olur olmaz isteğim üzerine mailime gönderildi.

Sonucun olumlu ya da olumsuz olduğunu nasıl olsa 'google' a sorarım, aşağı yukarı tahmin ederim diye düşünüyordum.

Test sonuçları öyle garip, öyle enteresandı ki, bişey tahmin etmek benim değil google'ın bile harcı değildi!?!

Doktorumu aradım, sonuçları alıp bilgi vereceğini söyledi.

Benim pır pırcı kalbim yine hoplamaya başladı...

Klasik paranoyak sorular kafamda birbirlerini iteleyerek yer edinmeye çalışıyorlardı: 'Acaba sağlığı iyi mi, yoksa sonuçlar kötü mü, bi sorun var mı, içim sıkılıyo kesin bişey var vs. vs. '

Doktorum müsait olmadığından hemen bana geri dönemedi, geçen saati bırakın geçen her dakika panik panik etrafta geziniyordum.

Sonra gece geç saatte ablamı aradım, belki bi tahmin yürütebilir diye...

Haso'yla zaten Pc başında denklem kurmaya başlamıştık.

Ablam 6 aylık hamile arkadaşını gecenin bi vaktinde aradı, sordu.

4 koldan sonuç için çalışıyorduk ki ablamın arkadaşı 'sonuçları siz anlayamazsınız, onu sadece doktor yorumlayabilir' dediği anda pes ettik.

Sonra aşağı yukarı tahminler yürütülerek sonuçların kötü olmadığı üzerine karar verdik.

Ertesi gün doktorumu yine aradım, yine aradım. Bu arada müsait değildir diye, ara sıra arayıp 2 buçuk kere çaldırıyordum. Çünkü muayeneye gittiğim zamanlarda benle ilgilenen doktorumun telefonu ısrarla çaldığında ben bile sinir oluyordum. Ama tabi 2 buçuk kere telefon çaldırmak da telefon sapıklığından farksızdı :)

Akşama doğru doktorum aradı, sonuçların süper olduğunu söyledi. Doktoruma telefon sapıklığımdan dolayı mahçup olduğumdan ama engellenemeyen merak dürtümün beni fena halde dürttüğünden bahsettim :) Hamileliğimin en başından beri google'la olan yakınlığıma bazen gülen bazen sorma diye kızan doktorum, yine google'a sorduğumu öğrenince 'gerçekten bi deliye' rastladığından emin olmuştu artık :))

Sonuca gelirsek 'ŞAHANE' :)

Şu anda 14. haftalık olan bebeğimizin boyu, posu, ense kalınlığı 'SÜPER' :)

21.10.09

Siz ona bir gidin o size on - on beş gelsin (Memorial) :)

Memorial, siz düzenli olursanız oldukça düzenli ve hızlı çalışıyor.
Neden siz düzenli olursanız dedim hemen belirteyeyim.

Ben kağıt, evrak vs. konusunda pek düzenli değilimdir. Hangi çantanın hangi köşesine atmışımdır ya da arabanın neresinden çıkar pek bilemem :)
Alışveriş merkezlerindeki otopark kartlarını kaybetmekte üstüme yoktur, bir de Carrefour ve Migros puan kartlarım için her seferinde çantamı boşaltırım :P ( Sevgili Carrefour, beni düşünüp anahtarlığa asılabilen kart yaptığından beri çok huzurluyum :)

İşte geçen hafta test için benden kan aldıklarında küçük bir kart verdiler bana.

Ben de o kartı, şuursuzca aldım :) Kartın önemli bir kart olduğunu sonuçları öğrenmek için memorial çağrı merkezini aradığımda öğrendim.

Kartın üzerinde bir numara varmış ve o numara ile bilgi verilebiliyormuş. Defalarca ısrarıma, ismimden bulsak çarelerime sonuç vermeyen çağrı merkezi çalışanları için uzun uğraşlar sonucu kartımı buldum ve hemen aradım.

Karttaki numarayı söyler söylemez mail ile bana sonuçları geçeceklerini söylediler ve ben mail şifremi girene kadar sonuçları gönderdiler.

Yani gerçekten siz düzenli olursanız onlar da çok düzenli çalışıyorlar.

19.10.09

Tencereler yalnız, mutfak ıssız ve karanlık :)

- 3 gün ablamın yaptıklarını yedik.
- sonra biraz dışarda yedik.
- Arkadaşım Duygu'nun hamsi tavasını yedik
- Arkadaşım Selin'lerle balıkçıya gittik
- Kayınvalidemlerde yedik
- Ablamda yedik
- oh be doydum :))))

Bugün itibariyle de balık dışında dışarda yemek yemeye son verdim. Belki biraz geç oldu ama...

Hamileliğim boyunca 2 kez Mc ve Burger patateslerinden yedim. Bir kez de menü yedim, Pişmanım.

Bir kez de Kemerburgaz'da pideciden pide yedim, yine pişmanım.

ama zaten bu pişman olduklarımın hepsini midem geri iade etti :)

Yazamadığım süre içinde 'sağlıklı ve bebeğe faydalı yemek yemek' derdine düşen ben, sırasıyla yukarıda yazdıklarımı yaptım :)

Aklımda fikrimde; 'faydalı olanı yemek, faydasız olanı yememek var. Sebze ve balık ağırlıklı ne yemek bulursam yiyorum.

Arkadaşlarım ve ailemden tek ricam faideli yemekler yapın ve beni çağırın :)

Ben ki yemek yemek ve yapmak konusunda sınır tanımam, haddimi bilmem ama hamilelikle birlikte 'domates ve soğan' ikilisinin tencerenin içinde yağla birlikte oynaşmasından fazlaca tiksinir ve münasebete girdiğim taktirde klozetin içini seyre dalar duruma gelir oldum.

Bu yüzdendir ki YEMEK YAPAMIYORUM! Aklıma gelmeyecek şey başıma geldi... Evlendikten sonra 15'er kilo alan Hasosh - Sitosh çiftinin evinde ocak tertemiz, tezgahlar bomboş, tencereler yalnız, mutfak ıssız ve karanlık :)

17.10.09

Yemek sorunum...

Dün zır zır zır ağladığım; aç kalıyorum, yemek yapamıyorum vızıltılarım ablamın beni aramasıyla son buldu.
Kıyamadı, grip olmasına rağmen iş çıkışında eve gitti, 1 tane kardeşine 3 çeşit yemek yaptı.
Şimdi onları yicem bi güzel, yedikten sonra tekrar görüşürüz :)

15.10.09

Kız bebek geliyo :)

Kaç gündür bu günü bekliyoduk!
Doktorumuz 3 hafta önce bugün için cinsiyetin belli olabileceğini söylediğinde kalbim aynı bebek gibi atıyodu gümgümgümgümgüm :)

Haso(eşim); biz daha evlenmeden önce bile erkek çocuğunun ismini belirlemişti. Erkek fanatiği. Bebeğini omzuna alıcak maça götürücek, şampiyonluk kutlayacak, fanatik Galatasaraylı yapıcaktı.

Ben; kız bebek istiyordum, söylemesi ayıp kendimin aynısı olsun, meraklı olsun, burnu, yüzü, gözü güzel olsun istiyordum. Bi de yalnız kalmak istemiyordum, kız olsun hep yanımda olsun, elim ayağım olsun... Erkek olursa vurdumduymaz olur, ben eşim ve çocuklarımdan oluşan erkekler arasında harab olurum diye düşünüyordum hep :)

ama tabi Haso'nun hazır ismi, hevesi ve ailenin de erkek ilgisi yüzünden bi erkek olsun da sonra kız olsun mutlaka diye düşünüyordum.

Tabiki bunları düşünürken önce SAĞLIKLI olsun diyip sonra isteklerimizi sıralıyorduk.

Hamileliğimi öğrendiğim ilk andan itibaren üzerimde çeşitli deneyler yapıldı.
Tuz testi, yüzük testi, ağız testi, burun testi, kelle açma testi, beni süzme testi, yediklerimi inceleme testi vs..

Yapılan her deneyde sonuç, erkekti.

Haso'nun halası tarafından yapılan tuz testi yüzünden saçlarımın arası tuz, yatağım, yorganım tuz içinde kalıyordu ama işte ben de inanmıştım.
Bunca şeyin sonucu erkekse heralde erkektir diyordum. Çin takvimi de dahil...

Bugün Sevgili doktorum Altuğ Semiz'e gittik. Önce ense kalınlığını ölçtü, herşey normaldi, durumumda ve bebeğin durumunda anormal bi durum yoktu. Önce en sevindiğimiz haber bu oldu.

Sonra cinsiyeti için bebeği incelemeye başladı ama bebek sırtını yaslamış yine gel keyfim gel şeklinde yatıyordu :) 'Öksür' dedi, biraz dönmesi için... Öksürdüm ama ı ıh rahatını bozmadı...

Sonra bişeyler iç, dolaş gel dedi. Merdiven çıktım, öksürdüm, zıpladım, hopladım tekrar Altuğ Doktorumun kapısına dayandım.
Bu arada Haso, devamlı sigara içiyor, heyecandan devamlı gülüyor, onun da kalbi gümgümgüm şeklinde zıplıyordu :)

Bebişin cinsiyeti için yeniden ultrasonla bakıldığında ve doktorum doktorum 'hayırlı olsun, kız bebek geliyor' dediğinde şok oldum sanki. Bi sevinemedim. Nerdeyse 'yok canım yanlış, erkek o' dicektim.
Allak bullak oldum, yapılan tüm hurafe testler 'erkek' çıkmıştı şimdi nasıl olur da kimsenin tahmin etmediği bi şey çıkabilirdi.

Eminim doktorum da yüzümden anladı, belki de 'eyvah, bu doğulu aile erkek istiyodu, kızcağızın yüzü çok düştü, şimdi 6 tane doğurma yolunca ilerleyecek' diye düşündü :)

Ama yok, ben 'kız' olduğu için değil, etrafımda herkesin 'erkek' demesiyle 'erkek' fikrine çok alıştığım için minnacık bi şok yaşadım.

Yoksa diyorum ya ben kız istiyordum, hem de aynı benim gibi :)

Özetle, yine doktorumu dinlemediğim, danışmadığım bir noktada kitlendiğimi farkettim.

Eğer doktoruma danışsaydım, 'böyle böyle, yapıyorlar, hep erkek çıkıyor' deseydim. O da bana diyecekti ki; 'Okumuş , etmiş bi insansın, öyle şeylere sakın inanma, beni dinle, ben sana zaten 13. haftada söyleyeceğim, merak etme' diyecekti.
ve ben de bebek olduğunu öğrendiğim haftadan itibaren 'erkek' fikrine kendimi bu kadar alıştırmayacaktım ve adam gibi hakkını vere vere sevinecektim 'kız bebek' haberine...

Ama işte diyorum ya, merak edenler ve bilmeyenler için yazıyorum herşeyi. Hurafelere hamileliğinizin hiçbir dönemde inanmayın. Baksanıza zaten artık herşey o kadar erken belli oluyor ki, kimseye sormaya, danışmaya, fikir almaya ihtiyacınız bile kalmıyor... (doktorunuz hariç :)

Benim gibi herşeye inanmayın, doktorunuzun sözünden çıkmayın, kimseyi dinleyip yanılmayın. En çok sevineceğiniz şeye bile şaşırıp sevinemeyebiliyorsunuz.

Sonuçta benim istediğim oldu. Haso kıskanma, Jr Sitare geliyoooo :)

Diyoruz ki, Sağlıklı, akıllı, cimcime bi kızımız olsun... Bi de bizim tarafın kızlarına benzerse bakmaya doyamayız artık :)

14.10.09

Açım, Mutsuzum, Sinirliyim!

Beni rahatsız eden sürekli kusmama sebep olan mide bulantısı ve baş dönmelerim yok ama...

- Uzun yol araba kullanamıyorum, sıkışık trafikte daralıyorum, alt üst oluyorum.

- Yemek yapamıyorum, sadece tost yapabiliyorum. Önüme geldiği zaman 'ıyy yemem' dediğim yemekleri bile yiyebiliyorum ama ben evde bütün gün aç kalıyorum.

- Dükkana gidemiyorum, yatma isteğim oluyor, uzanma isteği, sandalye tepesinde heryerim ağrıyor yine bir süre sonra midem bulanıyor.

- Geçen gün ilk kez eşimin canı ıspanak yemeği çektiği için yaklaşık 3 saatte, burnumu kapaya kapaya bir küçük tencere yemek yaptım.

- Hazır yemek yemek istemiyorum. Bebeğe de bana da hiçbir faydası yok. En azından öğle yemeklerini fabrikada pişen sebze ve nohut, fasulye gibi bana ve bebeğime faydalı yemeklerden yiyebileyim diye dükkana gidiyorum.

- Ben nazlıyım, hele ki şimdi bebek karnımdayken iyice nazlıyım ama işte herkesin bir işi var...

- Dün sadece bir tost yedim, akşam 7 gibi çok acıktım. Her yeri karıştırdım, panço cips vardı, onu yemek gibi bir hata yaptım, midem perişan oldu. Yine çıkardım...

- Annem Nişantaşı'nda dükkan açtı. Onunla ilgileniyor. Çok yoğun.

- Kayınvaldem de grip oldu :( Zaten başı çok kalabalık, eskinin zor şartlarında 5 çocuk sahibi olmuş, yemeğini de yapmış, işini de... Ona da nazımı sözümü nasıl diyeyim...

- Karışık yemeklerden midem bulanıyor, sebze ve baklagiller yemem gerekiyormuş...

- Ne yapıcam bilmiyorum ama daha 3. aydayım ve sadece meyveyle olmayacağının farkındayım...

- Ben gerçekten açım, mutsuzum ve sinirliyim...

13.10.09

Bye bye mide bulantısı ama ama...

Mide bulantısı, baş dönmesi vs. sıkıntılarım oldukça azaldı.

İşe gitmeye başladım, gezmeye başladım, sokağa çıkamadığım günlere inat eve girmedim derkeeeen GRİP oldum!

Doktorumdan korkuma önce arayamadım (ısrarla kendine dikkat et diyen birine bu haberi nasıl verecektim:), sonra mail attım 'kendimi o kadar korumama rağmen grip oldum' dedim ama sonradan kendimle yüzleşince kendimi hiç de korumadığımı farkettim.

1. Kimseyle Türk usulü merhabalaşmayın( sarılıp öpüşmeyin)

2. Hatta tokalaşmayın bile! ( belki paranoyakça diyeceksiniz ama o kişi az önce hapşırmış olabilir, mikroplar elinde olabilir, ya da hapşırılmış bir paraya dokunmuş olabilir ve siz de elinizi sürekli ağzına götüren biriyseniz şimdiden GEÇMİŞ OLSUN :)

3. Hasta birinin bulunduğu ortamdan koşar adım uzaklaşın. Bana geçmez demeyin, bal gibi geçer...


Sevgili doktorum burnum için rhinomer isimli ilaç olmayan ama burnumu sterilize etmeye yarayacak okyanus suyu gibi bi şey önerdi :) Hemen onu kullanmaya başladım. Bugün 5. gün ve biraz daha iyiyim.

Of yine evden dışarı çıkamıyorum, başka mikropçuklarla karşılaşmak istemiyorum.

Şimdilik bu kadar, bebişim beni hiç rahatsız etmiyor arada kasığımda ufak ve kısa süreli ağrılarla kendini hatırlatıyor artık sadece yemeği fazla kaçırdığım zaman mide bulantısı ve kusma oluyor.

Ennn kısa zamanda tekrar buralardayım ;)

12.10.09

Ben ara vermek istemedim, bebek zorladı :)

Artık herşeye bi bahanem var; bebek istemiyo, bebek izin vermiyo, bebek istiyo :) Her türlü şımarıklık hakkım!?! :)

1 aydan fazla süredir hiçbir şey yazamadım :(

Mide bulantılarım o kadar feciydi ki, kendimi eve kapadım. Dışarı çıkamadım, yemek yiyemedim...

Ramazanın başlamasıyla birlikte yani takriben bebek 5 haftalıkken başlayan mide bulantılarımın şiddeti 10. hafta bittiğinde iyice azaldı.

Yani en başta yaşanacak o en büyük sıkıntılar; 'mide bulantısı, baş dönmesi, kusma, herşeyden tiksinme' sadece 5 hafta sürdü.

Her bünyeye göre değişen bu süreçte, bebek kendine benim bünyemde yer edinmeye çalışıyordu.

10. haftada sırtını bana yaslamış, kol ve bacak çıktıları ile o koskocaman şeker kafacığına güzelce yer edinmiş olan bebiş artık beni rahat bıraktı.

Sabah kalkar kalmaz başlayan şiddetli mide bulantılarım, baş dönmelerim son derece azaldı.

Yazamadığım sürede yaşadıklarım gerçekten anlatılmaz yaşanır! Tüm meraklıların merakını gidermesi için kısaca özet geçiyorum...

- Her sabah mide bulantısı ve baş dönmesiyle uyandım.
- Günü hiç yemek yemeden kapadığım oldu. Özellikle et ve süt ürünlerinden inanılmaz derecede tiksindim.
- Tavsiyeler üzerine beyaz leblebi, çubuk kraker ve ekşi şeylerle toparlanmaya çalıştım.
- Su bile içemedim.
- Hiçbir şey yemediğim halde devamlı kustum.
- 1 ayda 4 kilo verdim.
- BUZDOLABI ise tam bir kabusum oldu. Kusmak için sadece mutfak kapısını bile açmam yeterliydi. Buzdolabının yanına yaklaşmak ise bir felakettti benim için.
- O süre içinde mutfağın kapısından içeri giremedim. Su içmek için bile sevgili eşim Hasosh'u bekledim ki bana su versin :(
- Kayınvalidemin eşimle birlikte gönderdiği yemekleri bile yiyemiyordum. Yaşamak için haftada bir tost yiyordum bir de eşimle dışarda yemek yiyebiliyordum.
- Ekim ayı itibariyle başka evlerde rahat rahat yemek yemeye başladım, başka evlerin buzdolaplarını açabildim, kayınvalidemin eve gönderdiği yemeklerle karnımı doyurdum.
- Şimdi ise eskisi gibi yemek yapabileceğim günleri bekliyorum :)

Sıkıntılı zamanlarımı doktorumla paylaştığımda 'yemek yemememe' kızacağını düşündüğüm halde 'çok normal' olduğunu yakında düzeleceğini söylüyordu hep... Doktorunuza inanın ve güvenin, onun dışında etrafa soru sormayın. Aldığınız cevaplar canınızı sıkacaktır.

Kimisi 'benim bu sıkıntılarım 6 ay sürdü' derken kimi 'doğuma kadar devam etti' dediğinde siz kendinizi daha kötü hissedeceksiniz.

Doktorum 10. hafada geçer demişti ve geçti. En iyi bilen ve tahmin yürüten kişi komşunuz veya akrabalarınızdan çok doktorunuz olsa gerek :)

Ünlü gurmeler neler dedi?

Yaz sezonunu geride bırakırken, Türkiye'de yeme - içme hayatına yön veren ünlü isimlerden yaza dair iz bırakanlar ve kış sezonu için tüy...